Gazeteler gözyaşı yorumlarıyla dolu. Yorumlar öfkeli; suçlular belirlenmiş; idam sehpaları, her hafta birilerini asmak üzere hazır; nişan tahtasında aynı resimler, aynı kurşun cümlelerle acımasızca vuruluyorBirilerine "başarısız" denilerek Anadolu'nun gücü, takımlarımızın başarısı saklanıyor olmasın sakın! Sizin locadan bakınca karşı yakada hiç mi güzel görünen şey yok beyler! Var, var olmasına da gören gözler aranıyor! Fotoğrafa bir de tersten bakabilsekÇok şey mi istiyoruz! Bugün aynanın arkasında kalan resmi göstersek, zamanınız var mı? Aragones'in yaşadığı hezimeti değil, Tolunay Kafkas'ın büyüyen hocalığını konuşsakTakımı hazırlayışını, üç gün arayla hem Paris hem Kadıköy'deki alkışlanacak futbolunu konuşsakSkibbe'nin korkaklığını değil, Samet Aybaba'nın gencecik yeni yüzleri vitrine sürüşünü, cesaretini, isteğini; her gittiği takımdaki devrimciliğini konuşsakAykut Kocaman'ın kısıtlı kadrolarla hep iyi şeyler başarmasını; Ankaragücü'nün ligin en genç hoca ile çalışma cesaretini, Denizlispor'un hiç bu ligde çalışmamış bir hocaya, eski oyuncusu Ali Yalçın'a, onun da gencecik futbolculara cesurca şans verişini; Bülent Uygun'un Sivasspor'da sadece hocalık değil, kurumsallaşma yolundaki takımının hemen her şeyine kafa yormasını, planlamacılığını, bunun yanında başarılı sonuçlarını; Gaziantepspor'un başında bulunan Nurullah Sağlam'ın mütevazı hocalığıyla içeride ve dışarıda korkulan bir takım meydana getirmesini, transfer doğrularını; Ersun Yanal'ın yılların özlemini dindirmek için inanılmaz isteğini, buruşuk hayallere ütü yapışını, Trabzonspor'u ligin zirvesine taşıyışını gördük mü, gösterdik mi, yazdık mı, yazdırdık mı?.. Bütün bu klasiği değiştirmenin tek yolu var. Kalemlerinizdeki mürekkebi değiştirmek. Şuraya "Anadolu" yazar mısınız lütfen!