''Es'' eski şarkılar... Bu hafta yazı yerine, sadece şu gördüğünüz fotoğrafları buraya ekleyip "Altına not düşmeye ne gerek var, anlayan anladı" deseydim hanginiz kızardınız? Hiçbiriniz. Ne demek istediğimi, şu fotoğraflara bakınca anlıyorsunuz. Bunlar emeğin, zaferin, yıllara dayanan özlemin, nihayet haklı bir sevincin fotoğrafları. Şampiyonluğa veya mutlu sona ulaştıran reçetenin başarılı sonucunu görmek budur işte! Adına ne derseniz deyin, elde ettiğiniz sonuç iyiyse yandaki fotoğrafların da sizin duygularınız gibi mutluluk ifade ettiğini göreceksiniz. Yeri gelmişken biraz da bizden bahsedeyim, yani gazetecilerden.
On yıllardır Eskişehir Atatürk Stadı'nın kale arkalarında soğuk sıcak, kar buz demeden her maçın sonunda mutluluğun fotoğrafını, sevincin haberini geçmeyi bekleyen Ali İhsan Sarıçoban'ın bu başarıya, tribündeki taraftar ve sahadaki futbolcudan daha az mı sevindiğini sanıyorsunuz! Acıları makinesine kaydetmekten, sayfalara eklemekten, gözyaşı dolu kelimeleri yazmaktan nefret eden arkadaşlarım Can Kaya ve Adnan Poyraz, şimdi sayfalarına gülücükler eklerken havalara uçmuyor mu sanıyorsunuz! Emin olun, gazeteci de olsanız bazen mutluluğun sevincinden, mutluluğun resmini çekemezsiniz. Özlenen tabloyu bugün önünüze taşıyan deklanşörlerin arkasında, onu gören ve gösteren gözlerin de, o golü atan kahramanlar kadar alın teri, gayret ve görev sorumlulukları yok mu? Mutluluk karelerine şöyle bir bakınca bunları hatırladım. 'Ya başka ne görüyorsunuz' derseniz Eskişehir kırmızı- siyah, Adana turuncu-beyaz ve Karabük mavi-kırmızılı renklerle âdeta kendinden geçmiş, derim. Bu sevinci kana kana, doya doya hak ettiler. Onlarda Amigo Orhan'ın neslini gördüm; onun notalarını, onun sesini duydum. Fethi, Abdurrahman ve Vahap'ın ruhunu; mutluluğun yankısını hissettim. Demek ki çok özlemişiz seni be Eskişehirspor! Tam buraya bir başarı notu düşmek için yer ayırıp kitabı yazılacak bir takım ararken tarihe karışmaya yüz tutmuş bir hikâyeyi sormuştum. 'Uzakta değil, dediler.' "Sıfırdan Zirveye" adlı kitabı onlar yazdı; telif hakları Adanaspor'da, sahibi de Bayram Akgül. Onlar, turuncu direnişin bembeyaz zafer öyküsü bence. Çok şey yazabilirim ama tek bir şey söyleyeceğim: "Kitabın eksik kalan kısmı için layık olduğun yer seni bekliyor." Anlıyorsun değil mi? Bana, 'mutluluğun karelerini sun' diyorsunuz. Kendimi yetersiz, köşeye sıkışmış hissettim. Ben de kolayını buldum: "Demir Çelik Karabükspor", manevi gücün adı Mavi Ateş, hayırlı olsun 1. Lig diyorum.