|
|
|
|
|
|
|
|
Lütfen!
Bu haftanın gündemini sokaktaki yüz kişiye sorsanız ne işsizlik, ne limon fiyatlarının yüksekliği, ne pirinç krizi, ne de Anayasa Mahkemesi'nde görüşülen kapatma davası der. Haftanın ve bu sezonun en sıcak gündemi pazar günü Ali Sami Yen Stadı'nda oynanacak olan Galatasaray- Fenerbahçe karşılaşması olacak. Bir kesime göre "yılın maçı" bazılarına göre ise "dünya derbisi." Ne söylenirse, nasıl söylenirse söylensin, kalp dayanmaz, yürek direnmez denilen bir maç. Taraftar ağzıyla "en baba maç." Bütün programların ona ayarlandığı, randevuların ertelendiği, seyahat planlarının değiştirildiği, sevinç ve üzüntülerin odaklandığı, kısaca nefeslerin tutulduğu bir maçı yazıyor, çiziyor ve konuşuyoruz. Artık bizim gibi kalemşorler yazılacakları yazdı, istatistikler eksi artıları tek tek çıkardı, yöneticiler söylenecekleri söyledi, lafın bittiği yerdeyiz. Her şey birbirine o kadar karıştı, demagoji o kadar zirveye çıktı ki, şimdi galiba susma zamanı! Bundan sonra futbol konuşmalı, sözü futbolcular söylemeli. Futbol lazım, değerler lazım. Bu takımlar, futbolumuz için hep lazım olacak. Maçın büyüklüğünü, futbolcular bildiği gibi futbolun patronları da bilmeli. Maç bitince de her şey bir tarafa bırakılıp güzelliklerden, başarıdan söz edilmeli, kazanan alkışlanmalı. Aksi bir davranış için "Son pişmanlık fayda etmez!" diyoruz. Lütfen, özür dilemek zorunda kalmayalım. Maçın bitmesiyle birlikte gündemi çirkinlikler, çıkan olaylar, hakem yanlışları doldurmasın. Bu ligin tartışmasız en büyük gürültü çıkaran, en çok tartışmaya açık, en zor derbisini bekliyoruz. Maçtaki en ufak bir yanlış karar, bundan öncekileri unutturacak. Soralım o vakit: - Herkes hazır mı? Bu maç sadece ilk iki takımı değil, takipçilerini de çok yakından ilgilendiriyor. Netice, şampiyonu belirlemeyecek, sadece ringdeki bir maçın ilk raundunun galibini söyleyecek, sonucu değilBu güzelliklerin aktörü durumundaki takımlarımız gibi, Sivasspor ve Beşiktaş'a da çok müteşekkiriz. Heyecan oldular, heyecan verdilerYıllar sonra, en ufak bir anının bile belleklerde yer edeceği bir maçın güzelliğini, jestlerini, gollerini, sonucunu ve oyuncularını hatırlamak istiyorsak hakemleri rahat bırakalım, futbolcuları germeyelim, taraftarlara güzel mesajlar verelim. Ağzımızdan çıkacak sözlere dikkat edelim. Sahalarımız arena, oynayanlar gladyatör, seyredenler intikam ve hınç dolu olmasın. Ligin geleceği takımlarımızın geleceği, ligin değeri takımlarımızın değeri kadar önemli. Kahrolmak ve kahretmemek için yazdıklarımı tek bir kelimenin içine koyuyor ve söylüyorum: Lütfen!
|
|
|
|
|
|
|
|
|