Sapasağlamsın geç! Ülkemizdeki faal sporcular, sağlıklarından acaba ne kadar emin? Çok garip bir soru olduğunun farkındayım. Ya yaşadıklarımız, gördüklerimiz! Biz yazıp biz cevaplasak da bazı sorular soracağım... Çok uzağa gitmeye gerek yok. Geçen sezonun ilk maçında Tarsus İdman Yurdu oyuncusu Muharrem Aydın'ın, bu yıl ise Ümit Özat'ın, o yürek paralayıcı sahada yığılıp kalma görüntüleri, bütün gözleri sporcu sağlığına ve verilen tam teşekküllü sağlık raporlarına çevirdi.
Hastanelerimizden alınan sağlık raporları ne kadar sağlıklı? Ülkemizde sporcu sağlığı için verilen "Sağlamdır!" raporlarında ne derece titiz davranılıyor? Sezon öncesi topluca alınan ve "Sağlam" ibaresini taşıyan raporlar, sporcunun sağlığını açıkça gösteren bir belge midir? Yoksa savsaklama, vaziyeti kurtarma, formaliteyi yerine getirme, yasak savma mıdır; yoksa gerisi teferruat mıdır? Aradığımız, istediğimiz, beklediğimiz ciddi raporlar mı, yoksa formalitelerin eksiksiz olması mı? Bir yerlerden "Gölge etme!" denildiğini duyar gibiyim... Ama hayır, birileri gölge etmeli! İhmaller ülkesi olmaktan kurtulmalıyız çünküÜlkemizde, her şeyde olduğu gibi sporcu sağlığı konusunda da bir ciddiyetsizlik, boş vermişlik, başıbozukluk, durumu kurtarma mantığı ile hareket etme ve sonunda "ah, vah!" sesleri duyuyoruz. Transferine çokça para verdiği sporcusunun sağlığına "Eh işte!" zihniyetiyle bakanların mantığını anlamak mümkün değil. Velhasıl, her şeyimiz garip... "Bize bir şey olmaz!"a inat, dikkat etmezsek çok şey olur. Ümit Özat'lar kolay mı yetişiyor sanıyorsunuz!