Şansı yardım etti - Geçen sene Fener'in son 8'e kalması bazı talihli maçlar sonucundaydı. İşleri denk gitti. İyi bir takım değil. Hocası da iyi değil - Aragones hakkında söylediklerimin hepsi bir bir çıkıyor. Oyuna bir katkısı yok. Aragones'e güvenen Fenerli de yok - Sağlam, Antep karşısında asılmasına neden olabilecek değişiklikler yaptı. Yuhlar arasında sahayı terk edebilirdi
Kocaeli karşısında Kewell ve Baros da dikkat çeken isimlerdi ama Lincoln bir başka oynadı. Son dönemde büyük bir baskı altında olan ve büyük eleştiriler alan Brezilyalı yıldızı nasıl buldunuz? Lincoln giderek daha iyi oynuyor. Geçen maçta iyi oynamıştı, bu maçta daha da iyi oynadı.
Ama Galatasaray'da iyi oynadığının fark edilmesi için adının Lincoln olması lazım. Mesela bence ilk maçı olmasına rağmen Serkan Kurtuluş da çok iyi oynamıştı. 'Cart' diye kestiler. Böyle bir şey olabilir mi? Türkiye'nin en iyi kanat oyuncuları Galatasaray'da, hele de Arda'nın sakat olduğu bir maçta elinde Hasan Şaş gibi de bir adam varsa sağ kanatta, elinde Kewell gibi bir adam varsa sol kanatta oynatman lazım. Hasan Şaş'ı sağ bekte oynatıyor, Kewell'ı orta sahada oynatıyor. Üstelik de Lincoln var orta sahada. İnanamıyorum. 'Bu takım kanat akını yapmasın' diye uğraşsan ancak böyle olur. Serkan'ı koyarsın beke, Hasan'ı koyarsın açığa olur biter. Aydın da oyundan çıkarılmayı hak etmedi bana sorarsan. Galatasaray'ın ilk devrede topa en iyi basan adamıydı. 'Sakat mı acaba ondan mı çıkardı' diye düşündüm! Maç sonrasında Skibbe, "Yenilen golde hatası vardı" demiş. Bununla ilgili olabilir? Golde Servet'in hatasını görmeyip, Aydın'ın hatasını görüyorsa vay anasını ya!.. Orta sahada herkes adam kaçırabilir. Adam kaçıran herkesi sen oyundan alırsan Galatasaray'da oyuncu kalmaz. Volkan tek başına savunmaydı adeta. En iyi adamıydı Galatasaray savunmasının... Onun önlediği pozisyonun haddi hesabı yok. Volkan'ı niye aldı? Yok ya!.. Skibbe'nin herhangi bir şeyi bilerek yaptığı yok. Hasan Şaş'ı sağ bekte, Kewell'ı orta sahada başlatan, oyundan ilk aldığı adamlar Aydın ile Volkan olan hocanın, hocalığını bana kimse anlatmasın.
Beşiktaş'ın transferleri eleştiriliyordu ancak siyah-beyazlılar sezona iyi bir başlangıç yaptı. Lig ve Avrupa'da oynadığı 7 resmi maçta, 6 galibiyet, 1 beraberlik alarak hiç yenilmedi. Gaziantep karşısında Beşiktaş'ı nasıl buldunuz? Beşiktaş bu hafta büyükler dışında ligin ilk 3 haftasının, en dikkate değer takımı Gaziantep ile oynadı ve maç tahminlerimden çok kolay geçti. Bu maçta da sezonun başından beri 'Beşiktaş'ın kilit adamları' denilen Delgado ve Holosko yoktu. Sezon başında kadro dışı bırakılmış, kamptan geri gönderilmiş, yüzlerine bakılmamış, PAF takımla dahi idmana çıkmalarına izin verilmemiş, 'kendinize takım bulun' denen iki İbrahim'i de oynattı. 3 haftadır iyi futbol oynayan Gaziantep, Beşiktaş'ı yenseydi bugün Ertuğrul Sağlam neredeydi? Şimdi bu kadar önemli değişiklikler yapan bir hocayı oturup konuşmak lazım. Medyadan ben onu bekledim!.. Ertuğrul Sağlam bu değişiklikleri niye yaptı?
GÖKTEN SİHİRBAZ İNDİ Avrupa maçı oynamalarını düşünerek Gaziantep'e dinlenmiş oyunculardan kurulu bir takım mı planladı? 'Delgado ile Holosko'yu çok kötü oynadılar' diye uyarmak için mi kenara aldı? Yani Ertuğrul Sağlam'ı sonuca göre bugün astıracak değişikliklerin sebebi nedir? Ben biliyorum da Ertuğrul Sağlam bilmiyor mu? 'Holosko ve Delgado ile oynar ve de yenilirsem kimse bir şey demez. Ama onları çıkarıp iki İbrahim ile oynarsam beni asarlar.' Buna rağmen bu cesareti gösteriyor. Hem de İstanbul'da... Tribünler yuhları arasında çıkardı sahadan. Bugün de bitmişti iş... Şimdi böyle bir hocanın, böylesine cesur davranışının karşılığı bugünkü (dünkü) sayfalarda yok. Yani Beşiktaş'ın eksiksiz, kusursuz bir kadrosu yok ama Yıldırım Demirören'in bol keseden harcadığı paralarla, aşağı yukarı Galatasaray düzeyinde geniş bir kadrosu var. Bir teknik direktörün 3 gün içinde bu kadar önemli değişiklik yapmasına rağmen 'Bu takımda, şu eksik bu eksik' diyemiyoruz. Demek ki kadro Türkiye için iyi.
Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalmayı başaran Fenerbahçe, Porto'ya farklı yenilerek kötü bir başlangıç yaptı. Geçen sezon İnter galibiyetiyle başlayan ve son 8'e kalmayı başaran Fenerbahçe'de bu yıl eksik olan ne? Geçen seneki Fenerbahçe'nin, son 8'e kalması da bazı talihli maçların sonucundaydı. Fenerbahçe'nin işleri geçen sene denk gitti. İçeride de denk gidiyordu aslında. Son anda Galatasaray'a şampiyonluğu nasıl kaptırdılar onu da hâlâ anlamış değilim!.. Gökten bir sihirbaz indi Fener'den aldı, Galatasaray'a verdi sanki!.. Fenerbahçe iyi takım değil. Hâlâ açıyorum gazeteleri; "Aurelio, Aurelio, Aurelio..." Sen hâlâ Aurelio'yu arıyorsan, 'sakatlandı' diye Semih'i arıyorsan, Tuncay'ı arıyorsan ki Tuncay olağanüstü bir futbolcu değil, Tuncay Fenerbahçe'nin moral gücü olan, her tarafa koşan, tribünlerle takımın ilişkisini sağlayan ve hakem 'bitti' diye düdük çalana kadar yenilgiyi kabul etmeyip, bu ruhu da arkadaşlarına aşılayan bir futbolcuydu.Yani psikolojik özelliği, futbol özelliğinin üstünde bir adamdı. Ama sen hala o Tuncay'ın yerine birini koyamadığını görüyorsun, o Aurelio'nun yerine birini koyamıyorsun, Semih'i arıyorsun! O zaman da sen iyi takım değilsin. Kim ne derse desin!.. Hocası da iyi değil. Aragones hakkında başından beri söylediklerimin hepsi bir bir çıkıyor. Aragones'in Fenerbahçe'de oyuna bir katkısı yok. Sahanın kenarında boşuna duruyor. Oynanan oyunu, okuyup anlayıp 'ona göre müdahale etmesi' diye bir şey yok. Ben biliyorum ki Burak oynuyorsa çıkacak Kazım girecek, Kazım oynuyorsa çıkacak Burak girecek. İkisi birden oynuyorsa, 'Eyvah şimdi ne yapacak' diye başlıyorum düşünmeye!.. Herkes böyle. Aragones'e inanan, güvenen Fenerli de yok.
