Tek forvetle devam Beşiktaş'ın maçlarından keyif almanız için mutlaka ikinci yarıyı beklemeniz gerekiyor. İkisi UEFA, ikisi lig olmak üzere 4 resmi maçta Beşiktaş tüm ilk yarılarda frene, ikinci yarılarda ise gaza basarak oynadı. Tek forvetli oyun sistemi, 45 dakikalık koskoca ilk yarıları çöp sepetine attı. Sistem, ilk bölümde pozisyon fakiri bir Beşiktaş doğuruyor. Antalya'daki lig maçı, 2-0 gibi trajik bir geriye düşüşten; son 12 dakikaya sıkışan 3-2 gibi sansasyonel bir galibiyet getirdi. Konya maçının ilk yarısı golsüz biterken, ikinci yarı net pozisyonlar, kaçan penaltı ve iki gollü bir galibiyet doğurdu.
İki ön liberolu-tek forvetli sistem, neden ilk yarılarda tıkanıyor? 4-2- 3-1 oyun biçiminde ilk 11'deki her futbolcu belli bir coğrafyanın dışına çıkmadan, kendilerine ayrılmış alanlarda neyi becerirlerse onu oynamaya çalışıyor. İlk yarılar kötü futbol ve riskli skorlarla bittiği için Ertuğrul Sağlam ikinci yarılarda yeni bir hamle yapmak zorunda kalıyor. Sistemi mi değiştiriyor? Kesinlikle hayır... Savunmayı ve orta alanı ileri kaydırıp, oyunu rakip sahaya yıkıyor. Bu, daralmış alanda presten kurtulan Beşiktaş, kalite farkını da üstünde taşıyarak maçı çevirmesini biliyor. Antalya maçında ikinci yarı Nobre, Holosko ve Bobo'lu üçlü forvet; Delgado desteği ile rakibi perişan etti. Konya maçının son devresinde, tek forvetli sistem aynen devam ederken; Bobo ve Holosko'nun zaman zaman yer değiştirerek oynamaları pozisyon üstüne pozisyon üretti. O zaman şunu söyleyebiliriz: "Beşiktaş tribünleri ilk 45 dakika çekirdek yiyebilir, şekerleme yapabilir, yanındakilerle havadan-sudan sohbete dalabilir... Nasıl olsa takım ikinci yarı kazanıyor..." Peki nereye kadar? İlk ciddi maça kadar... İlk ciddi maç geldi çattı bile... Beşiktaş, tek forvetle Trabzon'da kazanırsa, bizim söyleyecek tek lafımız olur: "Ertuğrul hoca haklıdır!"