Mesajınız var Gökhan Zan, Ayhan ve Selçuk İnan. Bu üçlünün dışındaki 8 isim eski ya da yeni Fenerliydi. Hal böyle olunca daha uyumlu bir takım izleme ihtimalimiz yükseldi diye düşündüm ama yanıldım. Özellikle ilk yarım saatte Şili'nin presi karşısında ne yaptığı belli olmayan bir Milli Takım vardı sahada. Volkan Demirel'in becerisi olmasa bu dönemi en az iki farklı mağlup durumda geçebilirdik. Gökhan Gönül ve Uğur ilk yarıda kulvarlarını hiç kullanamadılar. Önlerindeki Kazım ve Tuncay'ın onlara boş alan yarattıklarını ya da yardımcı olduklarını söylemek de zor. Şilili oyuncular yorulup, aktif dinlenme molasında da bol bol tekme atınca Milli Takım duran toplarla pozisyon bulmaya başladı. Bu pozisyonlar heyecanı ve de özgüveni artırırken, Semih'in Alex rolünü üstlendiğine şahit olmaya başladık. Önce Tuncay'a, bir dakika sonra da Aurelio'ya öyle iki pas attı ki Alex izliyorsa kıskanmıştır. Bu iki pozisyonda pası verenle, şutu atanların yerlerini değiştirsek bu kez de biz devreyi muhtemelen iki farklı önde kapatabilirdik.
Şans yanımızdaydı İkinci yarının hemen başında Gökhan Ünal, Nuri, Halil Altıntop, Serdar Özkan ve İbrahim Kaş oyuna dahil olunca bu kez de birbirleriyle senede bir maç bile oynama şansı bulmayan oyuncuların ağırlıklı olduğu bir 11 ile mücadele etmeye başladık. Bu dakikalarda hem Volkan kalemizde, hem de şans yanımızdaydı. Kâbus anlarını atlattıktan sonra ilk organize atakta golü bulduk. Özel maçlarda yan yana gelebilen Gökhan, Nuri ve Halil'in müthiş paslaşması ve Halil'in usta vuruşuyla top ağlara gitti. Bu golde, EURO 2008 kadrosundan kendisini eleyen Terim'e bir mesaj var mıydı onun takdiri sizin! Evet Şili'yi yendik, darısı 6 Eylül'de, Erivan'da oynayacağımız Ermenistan maçının başına...