Alex'i kaybederken Aragones, Alex'i en iyi bildiği, en etkin olduğu yerden alıp yarım adım geriye attı Sambacı iyi niyetle çalışıyor ama bu düzenle Alex biter, F.Bahçe'nin sıkıntısı bitmez
ZİCO'dan farklı, oyuncuya değil takıma inanan, planlı bir teknik adamın Fenerbahçe'nin başına gelmesiyle, dengelerin değişeceğini tahmin ediyorduk. Aragones gibi tavizsiz bir teknik adam ile, takımdaki Brezilyalıların belli bir süre uyum sorunu çekmeleri de sürpriz olmayacaktı. Ama tüm bunlar endişe olarak kaldı. Brezilyalılar daha ilk gün Aragones'i sahiplendiler. Tavır koymayı veya mesafeli kalmayı bir kenara bırakın, kolundaki kaptanlık bandıyla Alex, yılların getirdiği tecrübe ve kariyeriyle gizli kaptan olan Carlos yüzde yüz konsantrasyonla sahadaydılar. Alex geçen sene tam bir lider oldu. Zico'yu seviyor ama sık sık sahadaki taktik nedeniyle fikir ayrılığı yaşıyorlardı.
Alex, Semih ile Kezman'ın yan yana oynamasını istiyordu. Ama Zico bunu benimsemedi. Ve Şampiyonlar Ligi'ndeki başarıyla birlikte, aslında nasıl bir dünyada yaşadıklarını anladı. Sadece kazandıkları para artmamıştı, o ortamı yaşamak, dünyanın en ünlü oyuncuları karşısında başarıyı tatmak, uluslararası medyada haklarında yazılanları okuyup dinlemek ve ülkelerinde gördükleri saygı, "lay lay lom" ekibine hayatında yeni bir pencere açtı. Daha güzel vadilerin ve çiçeklerin yer aldığı muhteşem manzarayı keşfettiler. Alex'in belki de çok geç elde ettiği bu görüş, onu ben de dahil olmak üzere birçok kişinin "Yapmaz" dediği defansif göreve taşıdı. Aragones, Alex'i en iyi bildiği, en etkili olduğu yerden, yarım adım geriye attı. Alex yeni görevini en iyi şekilde yapmak için sahada koşuyor. Başarmak adına gayretli ama kendisine yakışan bir elbisenin içinde değil. Fenerbahçe takımına kattığı farklılık artık yok. Forvet arkasında arkadaşlarına pozisyon hazırladığı, faul alarak frikik kazandırdığı, kat ederek goller attığı yerden uzakta, defansın önünde top çıkartıp hazırlık paslarını yapmak için uğraşıyor. Bu süreç Alex'i de, Fenerbahçe'ye katacaklarını da eritiyor. Bu noktada Alex'i çok taktir ediyorum. Geçmişte bizim "local" yıldızlarımızı hatırlayın. Kendilerine "koş" diyen hocaya, "Benim işim bu değil" derlerdi. Mücadeleyi angarya görür, kendilerini takımın üstüne taşır, yıldız olmalarının getirdiği sempati ile tribünleri de arkalarına alırlardı. "Koşsa burada ne işi var Real Madrid'e giderdi" şeklindeki efsanenin arkasına saklanırlar, tembellikleriyle birlikte takımlarını da dibe çekerlerdi. Belki iki sene önceki Alex de aynıydı. Ama geçen sene çok değişti, bu sezon da gerçek bir lider. Ağzını açmıyor, görevindeki memnuniyetsizliğini belli etmiyor. Yararlı olamayacağını bildiği halde en iyisini yapmak için uğraşıyor. Yeni ön liberonun alınması veya Emre'nin takıma girmesiyle Alex'in yarım adım öne "en iyi" yerine geleceğini tahmin etmekten başka yapacağımız bir şey yok. Bugünkü düzen ile Alex biter, F.Bahçe'nin sıkıntıları bitmez.