Yalan dünya Fenerbahçe, sezonun ilk gerçek sınavına yarın çıkıyor. Daha önce MTK'ya elenmiş olması belleklerimizi ısırırken, yarınki gerçeklerin buna izin vereceğini sanmıyorum. Şükrü Saracoğlu'nda, Rıdvan Dilmen ve Rüştü Reçber'in "intihar balesi" yaptığı bir rövanş maçı tarihe geçmiş olsa da... Yarın bu stadın ortasından, farklı galibiyetle geçen bir Fenerbahçe treni olacak.
***
Güiza'nın en heyecan verici transfer olması bir yana, Fenerbahçe'nin forvetteki tüm ihtiyacını karşılayacağına inancım tam. Işık hızında bir forvet... Rakip defansın ezberini bozmak, onun genlerinde var. Bunu en net biçimde yarınki maçta göreceğiz.
***
Fenerbahçe'nin yolu uzun. Yol uzadıkça düğümler de çoğalacak. Lig fikstürünün iki yıl üst üste karbon kâğıdına basılmış gibi olması, sezon sonundaki duruşun güçlüğünü işaret ediyor. O yüzden yüreği sağlam adamlara ihtiyaç var. Kezman gibilerine değil...
***
PSG, Kezman'a 3 milyon bonservis bedeli önerdi ama Fenerbahçe kabul etmedi. Kezman'a yılda 3.3 milyon euro ödeniyor. Aragones'in takımda görmek istemediği bir adamın, bu takıma vereceği ne olabilir ki? Kezman değerinden kaybettiyse, ya da PSG'nin gözünde gerçek değerine layık görüldüyse, Fenerbahçe bu parayı ödemeye devam edecek mi? İnat imparatoru gibi davranmakla, yarın bu bedeli aramak arasında, Fenerbahçe'nin derin kayıpları yatar. Kaçan puanlar da caba... Yarınki maçın en ucuz bileti 66 YTL... Kezman'a yılda 3.3 milyon euro vermek için, kaç taraftar feda ediliyor? Onu kim hesaplar acaba?
***
Uzun koşulara elbette pahalı ve görkemli isimler gerekiyor. Ama Fenerbahçe'nin geleceği gençlerde... Suyunu taştan alan değirmen devrine dönüş yapmakta... Fenerbahçe'nin yıllanmış kangreni bu... Ve Aziz Yıldırım, meseleye kaleden başladı. "Kaleciye ihtiyacımız yok" derken, güven duyulması gereken iki genci işaret etti.
***
Fenerbahçe'nin kalesinde, sorunlarına rağmen ülkenin en iyi kalecisi duruyor. Diğer iki kaleciden Volkan Babacan, hangi takıma transfer edilse banko oynar. Üçüncü kaleci Mert Günok, 20 yaşında 1.94 boyunda... Defalarca milli oldu. Birçok kulüp peşinde... Aziz Yıldırım'ın bu kalecilerin arkasında durması, Türkiye'deki bir yaranın da kapanmasıdır. Çünkü bu ülkenin yöneticileri, yabancı hayranlığı yüzünden, gerçek kalecilerin önünü kapatmaktan sanıktır. Biraz cesaretle çok şey kazanılır.
***
Garip bir hava esiyor ülkede... Terör, siyaset bunalımı ve klasik sezon öncesi söylemleri... Sorun yaratma uzmanları, şimdiden işe başladı bile... "Bobo, Güiza'yı ikiye katlar!" Bakmayın "Ben söylemedim" demesine... Sinan Engin'in eski yalanları, yeni yalanlarıyla ip atlar...