Uyarı anonsu Geçen yıllarda, "Nasılsa telafi ederiz" diye hayati bir eksikle sezona başlamak, Fenerbahçe'den çok kritik maçlarda, çok şeyler almıştır. En ciddi hazırlık maçını yarın, gerçek sınavını ise bir hafta sonra verecek olan bir takımın, kamp notları soru işaretleriyle dolu. Aurelio artık konumuz dışı. Ama takımın içinde, Aurelio'dan daha iyisine ihtiyaç var ve bu siper dolmadı. Eldeki adamlarla dolması da imkansız görünüyor. HHH Gitmesi gerektiği yerde bırakılan Kezman'ın varlığı, Semih'in yokluğunu işaret ediyor ki... Bu da Fenerbahçe'nin geleceği adına uyarıcı bir sinyaldir. Geçen yılın nöbet yerleri değiştirilmeyecekse eğer!
***
Asıl kayıplardan biri Deivid. "Nasılsa iyileşecek" diye geçiştirilmesi, onun yokluğunu her ciddi maçta hissettirecektir. Ama sezona böylesine talihsizlikle başlayan Deivid'deki ihtişamlı direniş, Emre Belözoğlu'nun hazır olmak için harcadığı zamana yetişecektir ki... Bu gerçek, kampın örnek alınması gereken en anlamlı duruşudur. Sanırım, diğer futbolcular üzerinde de etkisi büyük olmuştur.
***
Dışarıdan bakıldığında büyülü gözüken Fenerbahçe'nin... İçeriden bakıldığında gizlenemeyen sorunları, ciddi sınavlarda "berbat anonslara" dönüşebilir ki... Geç kalmak, hatayı suça dönüştürür!
***
Dünya Fenerbahçeliler Günü'nü 3 yıldır Fenerbahçeliler Derneği FEDER'le birlikte kutluyorum. Kazanırken de, kaybederken de takımının yanında olmayı başarabilen bir topluluğun, kutlaması da, kendilerine yakışan biçimde oluyor. O gün evlenen ve nikahtan sonra kutlamalara katılan Ata ve Reyhan Namlı çiftinin, evliliklerini bastıran Fenerbahçe sevgisine baktım da... Gördüm ki, böyle özel bir günde, iki insanın birbirine söylediği en anlamlı sözcüklerden biri "Fe-ner-bah-çe"
***
Gerçek sanatçılar için hayat şarkıdan ibaret olmamalı. Edip Akbayram'ı 30 yıldır tanırım. Elden çıkarılmış topraklarda ağaç olmak zordur. Ama Edip Akbayram böyle bir ülkede köklü bir ağaç olmayı başarmıştır.... Geride bıraktığı en anlamlı mirası da bu zaten. Hür ve dimdik. O gece Edip Akbayram'la aynı masadaydık. Sevgili Feryal Pere vardı, Şekip Mosturoğlu vardı. FEDER Başkanı İlyas Bulcay vardı. Fenerbahçe sevgimin ana kaynağı, Kaan'ın babası Mehmet Giray vardı. Ödülünü alırken, "Güzel Günler Göreceğiz" şarkısını canlı olarak söylemeye başlayınca, FEDER'in emekçilerinden Burak Ertan, "Sanki kasetten dinliyorum, bu adam hiç detone olmaz mı?" diye sordu. "Olmaz" dedim. "Hiç yanlış tuşa basmaz, hiç yanlış adım atmaz!" Edip Akbayram doğru adamdır. Onlar halkın doğrularıdır, insanlığın doğrularıdır. O yüzden bildim bileli, boynunda ilmekle yaşar!
***
Pusulası paslanmış bir memlekette, az sayıdaki doğru sanatçının, az bulunur kaliteli futbolcunun, ülkenin ışığı olduğunu görüyoruz. Güzel günler görme umudumuzun sebebi de onlar oluyor!