Olayın affı yok Avusturya'daki "kaptanlar meydan savaşı" beni eski günlere götürdü. 40 yıllık meslek yaşamımda futbolculuklarını ve kaptanlıklarını gördüğüm, görmediğim çok Beşiktaşlı tanıdım. "Zaman tünelinde" karşıma ilk Hakkı Yeten çıktı. O, "Baba Hakkı" olarak Beşiktaş ve futbol tarihimize geçti. Onu gören, ayağa kalkıp önünü iliklerdi. 21 yıl önce Şeref Stadı'nın otele dönüşmesine sadece 1 hafta kalmıştı. Baba Hakkı'ya gidip, orada oynayan ne kadar ünlü Beşiktaşlı, Galatasaraylı, Fenerbahçeli futbolcu varsa hepsini son kez bir araya getirmek istediğimi söylemiştim. Yüzüme bakıp, "Onları toplaman günler alır. Yarın saat 16.00'da foto muhabiri arkadaşınla Şeref Stadı'nda ol" demişti. Ertesi gün 16.00'da Şeref Stadı'nın soyunma odasına girdiğimde gözlerime inanamamıştım. Neredeyse küçük dilimi yutacaktım. Fikret Kırcan'lar, Naci Özkaya'lar, Ali İhsan Karayiğit'ler dahil dönemin ne kadar eski ünlü futbolcusu varsa hepsi oradaydı. Hem de Baba Hakkı dahil hepsi Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray formalarını giymiş olarak. Son kez Şeref Stadı'na çıkıyorlardı. Gazeteye yüzlerce kare fotoğraf ile dönmüştük. Baba Hakkı'nın 1 günde hallettiği buluşma "O şeref size ait" başlıklı yazımla bana "Yılın gazetecisi" unvanını kazandırmıştı. Nazmi Bilge'yi gördüm. O, 1959- 60 sezonu şampiyonu Beşiktaş'ın kaptanıydı. Her yıl, tam kadro bir araya gelip, şampiyonluğu yeniden kutlarlardı. Nazmi Bilge, eşiyle dansa kalkmadan diğerleri piste çıkmazdı. Recep Adanır'a rastladım. Dönemin dünyadaki en popüler takımı Arsenal tek kuruş pazarlık yapmadan onun jübilesine gelmişti. Zaman tünelinde Sanlı ve Vedat kaptanlarla göz göze geldik. 70'li yıllarda yönetim, hayati bir maç öncesi parasızlık nedeniyle kampı iptal etmişti. Sanlı ve Vedat kaptanların ceplerinden ödeyip, kampı başlattıklarını anımsadım. Daha böyle çok kaptan var. Zekeriya Alp, Rasim Kara, Rıza Çalımbay, Recep Çetin, Mehmet Özdilek, Tayfur Havutçu gibi. Hepsi de dört dörtlük kaptandı. Beşiktaş'ın iki kaptanı Üzülmez ve Toraman'ın futbolcuların ve menajerin gözleri önünde 15 dakika yumruk yumruğa kavga etmelerini dehşetle okudum. Beşiktaş, benzer bir olayı öncesinde hiç yaşamamıştı. "Bunun affı var mı?" çok düşündüm. İnanın bir gerekçe bulamadım. Bunun affı yok!