Alnının teriyle Elinde son derece fazla miktarda üst düzey oyuncu bulunduran ve turnuva süresince bu oyurcuları çok iyi kullanan, orta sahada ayağa 20-30 pas yapabilen makine intizamındaki İspanya, bileğinin hakkıyla, vasat Almanya'ya karşı kazanarak kupayı aldı. Orta sahasında Senna, Xavi, Fabregas, İniesta gibi oyuncularla dantela gibi oynayarak zaman zaman topa sahip olmak, zaman zaman da hızlı oyuna çıkmak gibi varyasyonların tümünü başarıyla yapan İspanya, asıl mevkii sağ kanat savunucusu olmayan Sergio Ramos ile de inanılmaz ataklarla Almanya'yı kupanın bir adım ötesinden geri döndürdü. İki tane uyumsuz stoper ve sol ayağı olmayan Lahm'ı sol bey oynatarak ancak Türkiye gibi hakem desteğinden yoks un takımlara karşı kazanabilirsiniz.
Eyyamcı hakemler yüzünden! Torres'in attığı golde aynı koşuyu ve omuz omuza presi Tuncay yapsaydı ve golü atsaydı, eminim ki eyyamcı Rosetti burada bir faul tespit eder, hatta Tuncay'a da sarı kart gösterirdi. İspanya takımı, turnuva başından beri gösterdiği standart performansla, hiçbir maçında kötü oynamayarak, disiplin ve sabır içinde, hata yapmadan, adım adım finale kadar geldi. Belki de en kolay maçlarından birini Almanya'ya karşı oynadı. Aslında bu finali, Rosetti ve Busacca gibi eyyamcı hakemlerin olmadığı bir turnuvada Türkiye'nin oynaması lazımdı. Ama maalesef bizim hakem kulisimiz Almanya kadar güçlü değil. Şu turnuvada hakemlerden tek itirazı olmayan Almanya ama onları da Rosetti bile kurtaramadı. İspanya da alnının teriyle şampiyon oldu.