Gurur duydum İtalya, Hollanda, Fransa, Portekiz ve EURO 2004 finalinin şampiyonu Yunanistan'ın eve erken gittikleri turnuvada yarı final oynamak yeterli bir onurdu ülkemiz, oyuncularımız ve teknik heyetimiz için. Tarih istatistikleri değil somut başarıları yazar. 2002 Dünya Kupası finallerinde elde edilen üçüncülükle beraber, en başarılı Milli Takım yılını yaşıyoruz. Yarı finalde beklentim Almanya karşısında göze hoş gelen, estetik ve pes etmeyen bir Milli Takım görmekti. Nitekim kafamızda düşündüklerimiz sahada gerçekleşti. Maça iyi başlayan milliler, karşılaşmanın ilk dakikasından itibaren Almanya kalesini ablukaya aldı. Sağ kanatta Colin Kazım, sol kanatta Uğur Boral ile etkili olduk. Organize gelişen ilk atağımızda Colin'in direkten dönen sert şutu, 22. dakikada Uğur ile gelen golün habercisiydi. Bu dakikalarda ikinci golü bulmayı düşünürken, kontratakla gelişen atakta Schweinsteiger'in golü üzerimizde soğuk duş etkisi yarattı. Fakat mücadeleye çok iyi konsantre olan aslanlar, golün şokunu çabuk atlattı ve asla hataya yer vermedi.
Maçı çevirebilirdik İkinci yarıda ise iki taraf kontrollü oyunu tercih etti. Çünkü yenilecek bir gol her iki ekip için de işi daha zorlaştıracaktı. Orta sahada iyi basan Milli Takımımız, Almanya'ya pozisyon dahi vermedi. Klose'nin attığı golde ise Rüştü'nün zamanlama hatası vardı. Maçı çevirmek için aradığımız golü ise 86'da Semih ile bulduk ve geri dönüş kralı olduğumuzu yine gösterdik. Fakat karşılaşmanın berabere bitip, uzatmalara kalmasını beklerken Lahm'ın son dakika golü her şeyi alt üst etti. Sonuçta Avrupa'nın en iyi dört takımı arasına kalan ve bize bu gururu yaşatan millileri alınlarından öpüyorum. Teşekkürler çocuklar. Bizlere bu mutluluğu yaşattığınız için.