Göğsümüz kabardı Milli Futbol Takımımız, Avrupa 2008'de bütün ülkeyi sevindiren ve dünyanın beğenisini kazanan oyunlarla finali kaçırmasına rağmen gururumuz oldu. Emeği geçen herkesi kutluyor ve onlara teşekkür ediyoruz. Başarıdaki pay sahiplerini sıralayacak olursak, önce futbolcularımızın yürekli mücadelelerini, yenilgiyi kabul etmeyen gayretlerini, cesaret ve yardımlaşmalarını ön plana almalıyız. Yorgun lig döneminin ardından onları çok iyi hazırlayan Amerikalı Scot Piri ve ekibi sırada ikinciliği alır. Belli bir sistem ve özel bir taktiğimiz olmadığı için futbolcularımızın özel yetenekleri ile kazandırdıkları son dakika golleriyle otoriteleri şaşırtan, rakiplerimizi çaresiz bırakan takımımız, yanlış seçildiği, hatalı şekilde 23'e düşürüldüğü ve devamlı değiştirildiği halde İsviçre, Çek Cumhuriyeti ve Hırvatistan'ı yenmeyi başardı. Yarı finalde Almanya karşısına 4 cezalı, 4 sakat nedeniyle eksik çıkmıştık. Fatih Terim bu maça aklındaki değil, elindeki elemanları çıkardı. Kendisi daha önceki başarıları için "Mucize değil" diyordu ama bu mecburi kadro, o zamana kadar gösterilen oyunların en iyisini ortaya koyarak, son dakika golüyle finali kaybetti.
Kupayı kazanırdık ama... Demek ki Terim, elinde olduğu halde oynatmayıp, mecburiyetten sahaya sürdüğü futbolcuların değerini bilememiş, bu maçta çok etkili olan orta sahanın başarılı olacağını görememişti. Ama konuşmalarında basına çatıp başarıları sahiplenmiş, Arda'nın, Nihat'ın, Semih'in şahsi gayretleriyle attıkları veya rakip kalecilerin açık hatalarının ağları bulan sonuçlarından pay çıkarmayı unutmamıştı. Aslında "Vatan-millet Sakarya" sloganıyla yapılan kahramanca mücadele, hiçbir taktik ve sisteme sığmadığı için de yabancı hocalar ne yapacağını şaşırıp teslim bayrağını çekmişlerdir. Bu başkaldırışta sezon içinde Şampiyonlar Ligi'nde son 8'e kalarak Türk futbolunun gücünü gösteren Fenerbahçe'nin 4 futbolcusu Aurelio, Kazım, Semih ve Uğur'un cesur ve başarılı oyunlarının etkisi de büyüktü. Özetle; Yıldıray, Mehmet Topuz, Aydın, Mehmet Yıldız ve Selçuk gibi futbolcuları kadroya alacak bir hocayla Türkiye finali oynar, büyük ihtimalle de kupayı getirirdi.