Kupa statüsü Kupalar haftasına girdik. Futbolda Fortis Türkiye Kupası da sahibini buldu. Ligin şampiyonu da yarın akşam belli olacak. Bu arada son yılların büyük ilgi toplayan sporu voleybol, bayanlarda Eczacıbaşı, erkeklerde Fenerbahçe'nin kupaları müzelerine götürmeleriyle tamamlandı. Sırada müthiş mücadelelerin geçtiği basketbol play-off'ları ve şampiyonluk yarışması kaldı. Bu yazımda Fortis Türkiye Kupası'ndaki haksızlığın üzerinde durmak istiyorum. Daha önce de eleme gruplarından yükselen takımların finalde eşleşmeleri üzerinde durmuş aynı grupta oynayanların finalden önce yeniden karşılaşmamaları gerektiğini belirtmiştim. Çarşamba akşamı Bursa'daki Kayseri-G.Birliği maçından sonra özellikle penaltılar sırasında iki takım teknik adam, futbolcu ve taraftarlarının endişeleri, sevinçleri ve üzüntüleri herkesi etkiledi. Özellikle de 28 penaltı atışı sonrasında bir takımın sadece bir sayı üstünlükle kupayı almasında şanssız tarafı teselli edecek bir formül bulunması gerektiğini düşündüm. Federasyonumuz uygun görürse belki de daha sonra bütün dünyada uygulanacak bir formül bulabiliriz.
İkinciye teselli Hatırlarsanız, eskiden bu durumlarda sonucu para atışı belirliyordu. Bu tamamen bir şans sonucu kazananı ortaya çıkarmaktı. Penaltı atışlarıyla hiç değilse teknik olan tarafın kazanılması düşünüldü. Daha çok eskilere gidersek böyle beraberlikle biten finallerde daha çok sayıda korner kazanan takımlar galip sayılıyordu. Önerim; penaltılarda üstünlük sağlayan takıma kupanın verilmesi ve bunun sonucu UEFA gibi bir turnuvaya gitmesi. Ama maddi yönden ortaya konan parayı penaltı atışlarında kaybeden rakibiyle paylaşması! Bu şekilde hem bütün bir sezon uğraşmasının bir iki penaltıyla kaybetmenin üzüntüsünü üzerlerinden atar hem de rakipleri kadar döktükleri alın terinin maddi karşılığını almış olurlar.