Seçici sorunu Mucizeydi ya da değildi. G.Saray şampiyon oldu, takipçilerine de tasası düştü. G.Saraylı doyasıya eğleniyor, eğlensinler hakları. Sıcak demediler, soğuk demediler (Bu şablona uymayan seyirci gurubu da var ama neyse) takımlarını desteklediler. Futbolcu da bu desteği hissedip son 10 maçta 'ölümüne savaş' kararı alınca kaosu, sorunları bir kenara bırakıp başarıyı taçladı. Parasız pulsuz da istersen yüreğini ortaya koyup zirve yapabilirsin. Sözüm bu aşamadan sonra yönetime; Sevinç ve coşku bir yere kadar. Artık gün icraat günü olmalı. G.Saray'ın ekonomik darboğazını artık sokaktaki sağır sultan bile biliyor. Yönetim bu gerçekleri kabul edip göreve talip oldu. Başkan Adnan Polat ile zaman zaman yaptığımız röportajların dışında çok yakın sayılmayız. Ama iş camiasında referansları güçlüdür. 'Adnan Polat bir işe kolay kolay girmez ama girerse de işin hakkını verir. Kitabında başarısızlık yoktur' derler. Bu önemli bir özellik. Sayın Polat tribünün de baştacıdır. Taraftarın nabzını iyi tutar. O zaman Adnan Polat, G.Saray başkanlığı gibi asil ve zor bir göreve talip olduğuna göre G.Saray'ı öncelikle Avrupa'da yeniden zirveye taşımakla da yükümlüdür.
Yabancı katkısı yüzde 20 Kulüp yönetimleri EURO 2008 nedeniyle transferde zor bir dönem geçirecekler. Futbolcu fiyatları iki katına çıkacak. İyi araştırma yapıp, ucuza futbolcu transfer etmek maharet. G.Saray yabancı futbolcu tercihlerinde bir türlü iyi seçimler yapamıyor. Sokağa atılan dolarlar borçlara yenilerini ekliyor. G.Saray'ın şampiyonluğunda yabancı futbolcuların payı bence yüzde 20'yi geçmez. Kadrondaki 6 yabancıdan sezon içinde çeşitli nedenlerden 4 ya da 5'inden faydalanamıyorsan seçicilerin işi bilmiyor demektir. O zaman ne yapacaksın seçicilerini değiştireceksin. Sorunun çözümü kolay, ama sorunu çözmek istiyorsan.