Futbolu bilmiyor Galatasaray'ı, Fenerbahçe ve bütün sistemin önüne geçiren olağanüstü dayanışma gücüydü. Takım ruhu, Galatasaray'ın şampiyon olmasına yetti 9 yabancı ile oynayan Fenerbahçe, yabancısız Galatasaray'ı geçemedi. Aziz Yıldırım bir takım isimleri alt alta yazarsa takım olur sanıyor Yabancı sayısı serbest kalsın, 20 yabancı alsın istiyor. Ama Aziz Yıldırım adam almayı da bilmiyor. Çünkü Aziz Yıldırım futbolu bilmiyor
Sezon içinde büyük sorunlar yaşayan Galatasaray, bir yıl aradan sonra yeniden şampiyonluğa ulaşmasını bildi. Daha önceki sohbetlerimizde "Fenerbahçe açık ara şampiyon olur. Sistem de bir sürprizin yaşanmasına izin vermez" demiştiniz.
Nasıl oldu da Galatasaray aradan sıyrılmayı başardı? Türkiye'de futbol fevkalade kötü oynanıyor. Galatasaray'ın bu sene şampiyon olmasının 1. sebebi bu. Türkiye'de iyi futbol oynansaydı, Sivasspor dahil, iyi futbol oynayan her takım kazanabilirdi. Mesela Sivas ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni karıştır, Sivas'ın Anadolu maçlarından, Büyükşehir'in büyüklerle oynadığı maçlardan bir puan cetveli çıkar, açık ara şampiyon olurdular. Büyükşehir Belediyesi bütün büyük maçları iyi oynadı. Geri kalan maçlarda son derece istikrarsız bir futbol sergiledi; buna karşılık Sivas, Anadolu'nun rekorunu kırdı ama büyük takımlardan aldığı puan yok. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray ile en azından kendi sahasında oynadığı maçlarda berabere kalmayı başarsaydı, 6 puan daha fazla alırdı ve lig şampiyonu olurdu. Fenerbahçe geçen yıldan çok puan aldı, Beşiktaş geçen yıldan çok puan aldı, Galatasaray geçen yıldan çok puan aldı. Bunun sebebi bu 3 takımın çok iyi oynaması değil. Sivas 73 puan aldı ve Anadolu rekoru kırdı. Bunun sebebi de çok iyi oynaması değil. Bütün Anadolu takımları olmadık derecede kötü oynadılar ama büyükler de kötü oynadılar. Bu kadar kötü futbol oynandığı zaman her şeyin olması mümkün. Benim tahminlerimde Fenerbahçe şampiyonluğa çok yakın görünüyordu. Çünkü benim hiç tasvip etmediğim bir sistemle yönetiliyor ama buna rağmen belli bir disiplin içindeydi. En azından disiplin vardı.
MÜDAHALE EDEMEDİLER Ayrıca arkasında kutsal ittifak medyasının büyük baskısı vardı. Arkasında teşkilata gayet iyi baskı yapan Fenerbahçe yönetimi vardı. Bütün bu unsurları bir araya getirdiğiniz zaman Fenerbahçe diğerlerinden avantajlı görünüyordu. Ama Galatasaray'ı perişan eden Kalli'nin görevden ayrılması ve de iki sene evvel Gerets, Galatasaray'ı darmadağın ederken, ortaya çıkan futbolcular yeniden sahneye çıktı. Fatih Terim'in döneminden, o kolej Galatasaray'ı döneminden kalmış Hakan Şükür, Hasan Şaş, Sabri başta olmak üzere, futbolcuların tekrar sahnelediği takım ruhu Galatasaray'ın şampiyon olmasına yetti. Sistemin de bu noktada yapacak bir şeyi kalmadı herhalde!.. Müdahale edemediler. Her şey o kadar göz önünde oluyordu ki artık. Hocasız kalmış Galatasaray'ın 6 maçının, 6'sını da kazanma ihtimali de zayıf görüldü sanırım. Sadece sistem için söylemiyorum; Fenerbahçe de Galatasaray'ın böyle bir direnç göstereceğinitahmin edemedi sanki. Hakikaten kazanma ihtimali zayıf görüldü. Hakikaten darmadağındı, paramparça olmuştu Galatasaray. Kalli resmen enkaz bıraktı. Birbirine düşmüş futbolcular, takımın yarısı sakat, aylardan beri maaş alamayan, prim alamayan futbolcular vardı. Adnan Polat bana, "Kalli'nin istifasından yarım gün sonra biz Ankara'ya gittik. O deplasman boyunca futbolcularla beraberdim. Uçakta, kampta, dönüştü. Futbolcular arasında öyle bir dayanışma gördüm ki buraya atayacağımız geçici teknik direktörün bu havayı bozabileceğinden korktum. Bu yüzden oraya 6 maç için çok rahat birini getirme imkanına sahipken, 'takımın havası bozulmasın' diye kimseye teklif bile yapmadım" dedi.
TUNCAY'I ÇOK ARADI Olağanüstü bir dayanışma gücü bu. Hakikaten Galatasaray'ı, Fenerbahçe'nin ve bütün sistemin önüne geçiren bu olağanüstü dayanışma gücüydü. Bu dayanışma gücü Fenerbahçe'de hiç yok. Sene başında seninle yaptığımız ilk konuşmayı hatırla; "Fenerbahçe, Tuncay'ı çok arayacak ama futbolundan dolayı değil. Tuncay'ın futbol katkısını sağlayacak bir sürü adam var. O zor bir şey değil ama Tuncay'ın gidişiyle Fenerbahçe ruhunu taşıyacak adam kalmadı. Tuncay maç bitmeden yenilgiyi kabul etmeyen, arkadaşlarını durmadan teşvik eden, tribünleri coşturan, hakemin son düdüğüne kadar başı dik koşturan bir adam. Şimdi ortada böyle birisi yok. Şimdi ortada karma takım var. Parayla satın alınan. Parayla satın alınmış adamların düşüncesi her yerde aynıdır. Bunlar işler iyi gittiği sürece iyi oyuncu, işler kötü gittiği zaman da umursamazlar." Aynen bu durumda şimdi Fenerbahçe. Şimdi antrenörsüz Galatasaray'ın oynadığı maçlardaki futbolcuların yüz ifadelerine bakın. Bir de işleri tıkırında olan, paralarını gününde alan, Zico gibi hoca olmasa da dünya çapında bir futbolcu ile çalışan Fenerbahçeli futbolcuların yüzlerinin ifadesine bakın. Düşünebiliyor musun; OFTAŞ, Galatasaray'ı yense bile Fenerbahçe yine de şampiyon olamıyor. Trabzon'da ayakta duramadı. Mücadele edemedi. Denizli'de edemedikleri gibi. O 16 dakikayı cumartesi akşamının Galatasaray'ı oynasaydı perişan ederdi Denizli'yi... O 16 dakikayı dahi oynayamadı Fenerbahçe. Aziz Yıldırım işin farkında değil. Galatasaray'ın sahaya çıkan takımında bir tane yabancı yok. Aziz Yıldırım ne diyor: "Benim büyük takım olmamı istiyorlarsa, yabancıyı serbest bıraksınlar." Fenerbahçe'de 2'si Türkleştirilmiş, 9 yabancı var. Hatta Türkçe bilmeyen Colin Kazım'ı da buna katarsan 10 yabancı ile oynuyor. 10 yabancı ile oynayan Fenerbahçe, hiç yabancı oynatmayan Galatasaray'ı geçemedi. Aziz Yıldırım farkında değil. Zannediyor ki bir takım isimleri yan yana yazarsan takım olur. Olunmaz. Galatasaray, UEFA Kupası ve Süper Kupa'yı takımla kazandı. Karşısında karmalar vardı. Galatasaray'dan fersah fersah pahalı karmalar vardı. Bu lafım slogan benim, unutulmaması lazım: Karmalar işler iyi gittiği sürece iyidir. İşler iyi gitmediği zaman ayağını riske etmez. O ayak bilmem kaç milyon dolar. Seneye hangi takımda olacağı belli değil, niye o ayağı tehlikeye soksun? Ancak takım olduğun zaman, Galatasaraylılar gibi; ayağını her yere sokarsın. İşte Servet'in hali ki Servet bu takımın içine yeni geldi. Öyle bir ruhun içine geldi ki 9 ayda 1. sınıf Galatasaraylı oldu.
BARTU 30. HAFTADA "Doktorlar sakatsın" diyor adam sahaya çıkıp oynuyor. Öyle Galatasaraylı oldu. Aziz Yıldırım bunun farkında değil. Aziz Yıldırım diyor ki "Yabancılar serbest bırakılsın, ben 20 tane yabancı alayım." Al işte buyur!.. Kaldı ki Aziz Yıldırım adam almayı da bilmiyor. Çünkü Aziz Yıldırım futbolu bilmiyor. Bildiğini zannediyor ama bilmiyor. Sene başından beri Fotomaç'ın söyleşilerinin Fenerbahçe'yle ilgili bölümlerini götürüp önüne koyayım. "Bu takıma stoper lazım, bu takıma oyun kurucu lazım, bu takıma santrfor lazım." 34 hafta, 34 kere söyledim ben bunu... Devre arasında uzun uzun yazdım. "3 kupada iddialıyım diyorsun Aziz Bey. Şampiyonlar Ligi'nde, Türkiye Kupası'nda, ligde bu takımla gidemezsin. Ara transferden faydalan, ara transferde çok iyi adamlar bulamazsın ama iyi kötü birilerini bul bir stoper getir. Edu'yla, Lugano ile olmaz. Alex oyuncu kurucu değil. Alex'le olmaz. Semih, Kezman Fenerbahçe'nin aradığı santfor değil, bunlarla olmaz" dedim. Bu dediklerimi 30. haftada Can Bartu söyledi aynen. Fenerbahçe'nin futbolu en iyi bilen eleştirmeni, yorumcusu. Niye daha evvel söylemedi? Fenerbahçe'nin bu hale düşmesinin sebebi Türk spor medyasıdır. Aziz Yıldırım tarafından susturulan ya da susan. Yazamadılar, eleştiremediler. Aziz de kendini onların yarattıkları efsane içinde önemli adam zannetti. Fenerbahçe medyası bir Aziz Yıldırım efsanesi yarattı. Yılın Spor Adamı, yılın bilmem nesi; Aziz Yıldırım'ın başarıları... Hangi başarısı!..