Hayaleti görmedi Sonlara doğru Galatasaray'ın savunmaya yönelik tedbirler alması aslında bir intihardı. Oyunu Fener'in en güçlü olduğu yerde kabullendiler Peki buna karşılık Zico ne yaptı? Geçen hafta Zico için 'Satranç oynadı' diyen arkadaşlara şimdi tek tek soruyorum: Bu mu satranç oynuyor? Zico sahaya bakmıyor bile. Dünyadan haberi yok. Colin Kazım'ı çizgiye mahkum etti. Maldonado hayalet gibi dolaşıyor, tuttu Uğur'u çıkardı
Sonucu merakla beklenen derbiyi Galatasaray kazandı ve bitime 2 hafta kala liderliği ele geçirdi. Ortaya konulan futbolla başlayacak olursak... Galatasaray yine hırslı ve mücadeleciydi. Ancak ortada 'Fenerbahçe' diye bir takım yoktu. Siz iki takımı nasıl buldunuz? Geçen haftaki sözlerimizden başlayalım. Ne oldu şimdi ön liberolu Galatasaray? Lincoln oynamayınca, 2. forvet yerini aldı ve orta sahadaki 2. liberoya gerek kalmadı. Lincoln ve Arda hiç geriye dönmeden oynadıkları için 'orta sahada Fenerbahçe üstünlüğü olmasın' diye böyle bir taktik denemek zorundaydı Galatasaray!.. Arda ile Lincoln'ü beraber oynatacaklarsa eğer... Ben olsam oynatmazdım.
Bütün bir hafta da bunu söyledim zaten... "Arda oynar ama Lincoln'ün oynamasına gerek yok" diye. Pazar günü saat 3-4 gibi 'Lincoln kadrodan çıkarıldı' haberi gelince, yanımdakilere döndüm "Galatasaray'ın kazanma şansı doğdu. Çünkü çift forvete ve normal oyununa dönecek" dedim. Fenerbahçe için de "Kötü takım. Kötü futbol oynuyor. Maçı kazanması için futbol düzeyinin kötü olması lazım. Futbol düzeyi kötü olduğu zaman Fenerbahçe'nin anlık parlamalarla skoru değiştiren adamları Galatasaray'dan daha fazla... Alex, Colin Kazım, Deivid olmadık yerlerden gol çıkarıyorlar, buna karşılık mesela Galatasaray'da Hakan Şükür kaleci ile karşı karşıyayken atamıyor. Bu tür anlık pozisyonlarda Fenerbahçe'nin çok büyük üstünlüğü var" dedim. Teknik direktör konusunda da dedim ki "Sahada iyi yapılmış, iyi düşünülmüş bir takımın kenara ihtiyacı yoktur. Kenar ihtiyacı işler iyi gitmediği zaman öncelikle psikolojik olarak belirir. Oyuncular 'Biz elimizden geleni yapıyoruz ama gitmiyor. Şimdi kenarda hocamız, düşünecek, bulacak ve yapacak' diye düşünür."
ÜSTÜNE DAVET ETTİ Galatasaray'da işler başından sonuna kadar göreceli olarak iyi gitti. Skoru da Galatasaray önde götürdüğü için futbolcular kenara bakma ihtiyacı duymadı. Maçın sonlarına doğru Galatasaray'ın kenardan aldığı tedbirler aslında maçın Fenerbahçe'ye yönelmesini sağlayacak tedbirlerdi.
_Nonda'dan başlayarak mı? Yapılan bütün değişikliklerin altındaki sebepler tartışılabilir. Nonda değişikliğine fazla itirazım yok. Nonda değişikliği Galatasaray'ın takım yapısında fazla bir rol oynamadı. Çünkü Nonda çıktı, yerine Nonda gibi bir adam girdi. 'Nonda mı oynamalıydı, o mu oynamalıydı' düşünülür, tartışılır ama o dakikaya kadar Nonda oyunda pek fazla görünmediği için böyle bir değişikliği yadırgamadım. Ancak maçın son dakikalarında birbiri ardına savunmaya yönelik tedbirler alınması aslında Galatasaray için intihardı. Fenerbahçe'nin en zayıf yeri savunması, en güçlü olduğu yer hücumu... Sen oyunu Fenerbahçe'nin en güçlü olduğu yerde kabulleniyorsun durduk yerde... Fenerbahçe üstelik 'mağlup' diye yaradana sığınıp saldırırken, savunmasında bütün riskleri göze alırken, sen o riskli savunmanın üzerine gideceğine akıl almaz bir şekilde geriye yaslanıp Fenerbahçe'ye 'gel gel' diyorsun.
FENER BENZETİRDİ Şöyle bir maçın tamamını gözden geçirdiğin zaman Fenerbahçe'nin kötü oynamasına rağmen girdiği pozisyonlara bir tehlike derecesi verirsek; Fenerbahçe'nin yarattığı tehlike derecesi yüzde 70'lerde, Galatasaray'ın yarattığı tehlike derecesi 40'larda. Ama Galatasaray yüklenseydi maçın sonunda, 1-2 kontratağında Fenerbahçe'yi nasıl bomboş yakaladığını gördük, orada egoist davranmasalardı 'ben atacağım' hevesine kapılmasaydı Sabriler, Ayhanlar skor farklı olabilirdi. Her zaman söylüyorum ya, Fener Galatasaray'ı yakalasa benzetir, Galatasaray Fener'i yakalarsa benzetemez, bu açık açık görüldüğü halde Galatasaray maçı kendi yarı sahasında oynamayı tercih etti. Ve Fenerbahçe'nin o iyi vuran ayaklarına, 'Atın bana' dedi. Fenerbahçe atamadı; Galatasaray yemedi değil. Son 15 dakikada Galatasaray kenarı, Zico'nun yapması gereken her şeyi yaptı. Peki Zico ne yaptı? Zico'ya, "Satranç oynadı" diyen arkadaşlara birer birer soruyorum! Bu sözcüğü kimler kullandıysa! Geçen hafta dedim ki "Bunu söyleyenler hayatlarında hiç satranç oynamamışlar. Zico satranç değil, dama bile oynamıyor." Semih kenarda ısınırken, 'kim çıkacak' diye herkes tartışıyordu. Colin Kazım'ı aldı. Çünkü Zico'nun yapacak başka şeyi yok. Zico'nun bildiği bu!.. Damacı Zico bunu yapar. Fenerbahçe mağlup durumdaysa Kezman'ı çıkarmaz, çift forvete devam eder, Colin Kazım'ı çıkarır. Sahaya bakmıyor bile o... Kim ne oynuyor, ne oynamıyor!.. Saha ağır, şakır şakır yağmur yağıyor, tipik bir İngiliz havası ve sahası. Hayatında o sahalarda oynamış, o sahalarda ayakta durmayı başaran Colin Kazım'ı mahkum ettiği sağ kanattan alıp orta sahaya Kezman'ın yanına koyup, Galatasaray stoperlerinin üstüne süreceğine, oyundan aldı. Bu mu satranç oynuyor? Sonra Uğur Boral'ı oyundan aldı. İnanamadım. Vederson ısınmaya başlayınca 'nihayet gerçeği gördü, nihayet Fenerbahçe'nin kanat akınlarıyla Galatasaray'ı dağıtabileceğini hissetti, şimdi Uğur Boral'ı sol açığa sürecek, arkasına Vederson'u koyacak, Vederson-Uğur ikilisi orayı darmadağın edecekler' diye düşündüm.
İLERİ ÇIKMIYORDU Aaaa adamın dünyadan haberi yok. Orta sahada 'Maldonado' diye bir hayaletin dolaştığında haberi yok, Uğur Boral'ı oyundan çıkardı, Vederson'u soktu. Vederson girdiği anda oyundan çıkacak adam Maldonado'ydu. Lüzumsuz. Galatasaray gelmiyor ki zaten o dakikalarda artık. Aurelio'nun yanına bir tane daha ön libero koyayım. Uğur'u ileri süreceksin, Uğur sol taraftan Galatasaray'ı dağıtacak. Dağıtamazsa o zaman başka bir oyun daha düşünürsün.
