Tek suçlu Kalli! Lafı evirip çevirmeden gerçeği söyleyelim. Kayıp puanın tek suçlusu Kalli'dir. Eğer ilk yarıda G.Antep en az 3-0'lık skoru yakalayamadıysa, Beto'nun beceriksizliğine; G.Saray da bu farkı yemediyse Aykut, Emre ve şansına dua etsin. Sakat olmadığını bildiğimiz Nonda'yı 18'e bile almayan Kalli, sahaya öyle bir 11 çıkardı ki şaşmamak elde değildi. Bir önceki maçın yıldızı tecrübeli Servet'i ön libero oynatan, son haftalarda ön liberoda müthiş oynayan Mehmet Topal'ı sağa çeken Kalli, takımın iskeletini bozunca maçın da içine etti. G.Saray ilk yarıda olumlu tek pozisyon üretemediği gibi kalesinde de sayısız pozisyon yedi. G.Antep'in zaten 'ileri çıkayım, gol atayım' düşüncesi olmadığı için ilk 20 dakikada kalelerinin önünde beklemeyi tercih ettiler. Baktılar G.Saray gelmiyor, 2-3 pozisyonda G.Saray kalesini yokladılar. İki pozisyonda Bölükbaşı, iki pozisyonda ise Beto yüzde yüzlük golleri atamayınca sahada daha çok heyecanlı olan Nurullah Sağlam'ı bile çileden çıkardılar. Defansif karakterli oyuncuların çokluğundaki G.Saray'ın zaten gol atmak gibi bir derdi olmadığı için G.Antep devreyi idare etti.
Hoca ne yaptığını bilmiyor Kalli hiç olmazsa "yanlışlarımdan birini düzelteyim" demiş olmalı ki ikinci yarıda Servet'i yerine çekti ama bu kez sahanın en iyisi Emre'yi oyundan aldı. Biraz sonra da orta sahada tek başına üç kişinin görevini yapan Mehmet Topal oyun dışındaydı. Barış ve Serkan Çalık da G.Saray'ın üç puan isteğine çare olamadı. Kalli, Amerika'yı keşfetmeye kalkıp takım kurgusunu alt üst edince G.Saray zirvede çok önemli iki kayıp puan yaşadı. Belki şampiyonluğun yanı sıra Şampiyonlar Ligi şansı bile dün gece uçtu gitti. Bence taraftar maçı izlememekle bir şey kaybetmedi, izleyenler kanser oldu zaten.