Aslan uyuyor, çaktırma! Galatasaray'da önemli eksikler vardı. Sadece Ümit Karan kart cezalı, bilinen eksikler ise tamamen sakatlıklardan kaynaklanan nedenlerden dolayı forma giyemedi. Mesut Bakkal'ın takımı ise aşağı yukarı tam kadroydu. Bakkal'ın öğrencilerinin kaçırdığı her gol pozisyonunda kenarda aldığı şekil, bu kupayı ve öncesinde finali onun daha çok istediği gerçeğini ortaya koyuyordu. İlk 45 dakikada golü daha çok isteyen, daha akıllı organizasyonlar yapan ev sahibi oldu. Kerem, Kahe ve İsaac ile hatırı sayılır pozisyonlardan yararlanamayan başkent ekibi ilk yarım saatte 5 korner kullandı ve rakibine de hiç korner attırmadı. Yani ilk yarıdaki görüntü Gençlerbirliği her şeyiyle gol arayan, Galatasaray ise oyunu rölantiye alıp sanki final biletini rövanşa taşımak isteyen taraf pozisyonundaydı. Ve bu yarıda G.Saray sadece Arda ile iki kez rakip kalede göründü. Birinde Arda serbest vuruş kullandı, diğerinde ise şutu kaleci Periç'ten döndü. Kalli'nin Almanya'da olması nedeniyle G.Saray'da dümene geçen Ahmet Akcan zorunlu olarak forvetini Serkan Çalık ve Nonda'dan oluşturdu. Sürprizi ise uzun aradan sonra sahalara dönen Okan ve Hasan Şaş oldu. Akcan uzun süredir Kalli'nin 18'e bile almadığı Barusso'yu da kulübede yanına oturttu.
Sabri'den asist! Gençlerbirliği istekli tavrını ikinci yarıda da sürdürdü. Oyunun başında Kerem, G.Saray kalesini yokladı, Servet zor pozisyonda topu Aykut'a kazandırdı. 60'larda Erhan'ın ortasına Kerem nefis vurdu, yine Aykut kalede devleşti. G.Saray kalesine iyice yaslandığı dakikalarda Gençlerbirliği, Sabri'nin asistinde (!) Burhan'la öne geçti. Daha sonra Mehmet Çakır ile Gençlerbirliği 2. gole yaklaştı ama vuruşunda isabet yoktu. Her şeyden önce maçın iki aşamalı olduğunu hatırlamakta fayda var. Sonuçta Gençlerbirliği fark bulabileceği bir maçta tek golle yetindi. Ahmet Akcan'ın sorumluluğunda sahada adeta yasak savan Aslan, futbol adına hiçbir şey ortaya koymadığı maçta final şansını da evine taşıdı.