İki kulüp arasındaki zihniyet farkı Beş gün içinde iki derbi oynandı. Çıkan çıkmayan kartlar, verilen verilmeyen penaltılar, atılan kaçırılan goller hep vardı, hep de olacak. Olmalı da ayrıca, futbolu 90 dakikaya hapsedersek onu bitirmiş oluruz! Tartışmalarını bir kenara bırakırsak, Galatasaray-Fenerbahçe ve Beşiktaş-Galatasaray derbilerinde benim dikkatimi bir şey çekti; yönetici davranışları. İki derbinin iki kaybedeni vardı ama ikisinin duruşları birbirinden taban tabana zıttı. İlkinde Fenerbahçe ortalığı ayağa kaldırdı, kaybettiği her derbi sonrası olduğu gibi. Bu kez Haluk Ulusoy olmadığı için ne yapacağını tam kestiremedi, bir gün sonra temiz futbol için 3-5 hakemin kellesini istedi. İkinci derbinin kaybedeni Galatasaray'dı. Onlar yenilginin nedenlerini dışarıda arama gayreti içinde olmadılar. Çok şık bir duruş sergilediler. Yönetici savaşlarının ayarını Galatasaray adına yürütmeye çalışan Adnan Polat'tan bile, negatif yaklaşım içeren, birilerini hedef gösteren tek bir söz çıkmadı. Sanırım son bir ayda Adnan Polat ve Tunca Hazinedaroğlu'nun gereksiz söylemlerinden ders çıkarmayı bilmişlerdi. Darısı yöneticiliği, sorumluluk almaktan kaçıran "savaşçı"ların başına...