Gerçek budur Anlı şanlı ve de olaylı bir G.Saray-Fenerbahçe derbisini daha geride bıraktık. G.Saray için kazanılması dışında bir alternatifi olmayan bir maçtı. Gelen turlu galibiyet Fenerbahçe'nin 25 yıllık 'kupa' özlemini önümüzdeki yıllara bırakırken kazanılan şan ve şerefte G.Saray'a yarın bu kez ligde Beşiktaş'la oynanacak yeni bir derbi öncesi ilaç gibi geldi. Leverkusen yenilgisi ile Avrupa'ya veda eden, Kasımpaşa yenilgisi ile de ligde ciddi bir yara alan G.Saray'ın tıpkı Fenerbahçe maçı gibi şampiyon olmak adına Beşiktaş'ı dize getirmekten başka alternatifi yok. Mart ayı G.Saray için dert ayı da olabilir, keyif ayı da. Ligde önce Beşiktaş ve ardından Ali Sami Yen'deki Kayesirspor ve ardından Ankara'da oynanacak Ankaraspor maçlarının üst üste kazanılması Cimbom için mart ayını bayram ayına çevirebilir. Görünen o ki mevcut kadro bu yükü kaldırabilecek kapasitede. Yeter ki Kalli maçlarda 11 tercihlerini ideale yakın yapsın. Yeni keşiflere kalkmasın, takımı kendi havasına bıraksın. Bir de maç sırasında derin uykuya dalmasın.
Beşiktaş kalesi evlere şenlik Şimdi şöyle bir gerçek de var. Genele bakarsak F.Bahçe nasıl G.Saray'a ters geliyorsa, aynı ilişki Beşiktaş için genellikle G.Saray lehinedir. F.Bahçe-Beşiktaş arasındaki maçlarda büyük sürpriz olmazsa hep Beşiktaş lehine biter. "Ne alakası var" diyebilirsiniz ama futbolumuzda bunlar denenmiş birer realite. Yarın da böyle bir maça tanık olacağız. Beşiktaş adına tek avantaj maçın İnönü Stadı'nda oynanacak olması. Onun dışında önemli bir avantajı yok bence. Cisse ve Bobo oynamayacak. Holosko ve Nobre gol umutları. Ama kale ve defans evlere şenlik. Atmıyorum, kulağımı şimdiden kızartanlara Rize kupa maçını hatırlamalarını öneriyorum. G.Saray; Aykut-Sabri, Song,Servet, Volkan- Barış, Mehmet Topal, Arda, H.Balta, Hakan Şükür-Ümit Karan 11'ile çıksın, Beşiktaş'ı sarsar. Yeter ki Kalli, Amerika'yı yeniden keşfetmesin, maç içinde değişikleri yerinde ve zamanında yapsın. Yani maçı alırsa Kalli alır verirse de Kalli verir, bu gerçek de değişmez.