Bayer'e de böyle Yazıma Kalli'yi kutlamakla başlamak istiyorum. Kesinlikle skor yazarı değilim. G.Saray farklı galip geldi diye de Alman'a övgüler düzmeyeceğim. Tekniği, taktiği bir kenara bırakalım, kurt hoca şunu yaptı. Bir önceki maçta Fenerbahçe'ye gol atamamasına rağmen, kök söktüren kadroyu bozmadı. O kadro zorunluluktan çıktı ama Alman dün gece isteseydi Lincoln, Ayhan, Hakan Balta'yı bal gibi 11'de sahaya sürüp Fenerbahçe maçı kadrosuna ihanet edebilirdi. Yapmadı, bence de iyi yaptı. Onlara verdiği değeri, güveni ispatladı bir ölçüde. Doğrusu maç öncesi yenilenen Vestel Manisaspor'dan çekiniyordum. Bir sürpriz yapabilirler diyordum. Manisa'da yeni göreve getirilen Yılmaz Vural'ın daha önce çalıştırdığı takımların üç büyüklere karşı nasıl dirençli olduklarını biliriz. Vural ilk 11'e Burak hariç o da yeni gerçi ama ondan sonra takıma dahil olan Celaleddin, Martinez ve Antonio'ya da forma verdi. Hele kalede Martinez büyük umuttu çünkü G.Saray'ın kapısından dönmüştü. İşte bu veriler maçın zor geçeceği mesajını veriyordu zaten.
Hakan Şükür ve tuş Manisa maça kötü başladı, toparlanamadı da. G.Saray'ın Barış, Arda ve Hakan Şükür ile gelen seri erken golleri Manisa'yı dağıttı. G.Saray ikinci yarının başında skoru 4- 0'a taşıdıktan sonra anlamsız şekilde oyundan koptu. Selçuk (2) ve Burak'ın golleri Manisa'yı oyuna soktu. Bunun için de ikinci yarı inanılmaz tempoda oynandı. Yani korkularım boş çıkmadı. Öyle ya da böyle G.Saray artık makina gibi oynuyor. Her futbolcunun yeri üç aşağı beş yukarı belli olunca, takımın sahada organize olması, pozisyonların çoğalmasına neden oluyor. Dün hiçbir futbolcuyu birbirinden ayıramam. Ta ki Lincoln girene kadar. Hepsi inanılmaz hırslı ve çalışkandı. G.Saray bir ara oyundan düştü ve o dakikalarda da kalesinde üç gol gördü. Hakan Şükür'ün perdeyi kapatan 6'ncı golü ise Manisa'yı tuş etmeye yetti. Sırada çarşamba günü UEFA Kupası'nda oynanacak Bayer Leverkusen maçı var. Bugünden sonra G.Saray'ın bu taraftarla bu maçı kazanamamasına sürpriz gözüyle bakarım.