Çakır katliamı Dün akşamki oyun "sıfır futbol-maksimum tatsızlıktı." G.Saray, Kadıköy'de zorladığı rakibini, kendi evinde kupanın dışında bırakmayı kafasına koşmuştu. Bir de ilave olarak görevine veda eden değerli başkanları sayın Canaydın'a "güle güle" armağanı vermeyi istiyorlardı. Karşılaşmanın henüz 4. dakikasında kaptan Hakan, gençlik dönemlerinden kalma bir vuruşla, Ümit'ten aldığı klas pası gole çevirdi. G.Saray'ın özgüveni böylece geldi. F.Bahçe'nin dengeyi sağlama çabaları, yalnız duran toplara bağlanınca Zico istediğini elde edemedi. Maçın hakemi Cüneyt Çakır'ın lüzumlu-lüzumsuz müdahale ve yorumları birbirine karışınca oynan futbolun tadı tuzu kalmadı. Gereksiz sarı kartlar futbolcuları gerince hakemin kararlarını eleştirmeye ve itiraz etmeye bütün oyuncular başladı.
MHK'yi sabote etti Çakır, kaybolan otoritesini kurtarmak adına, "haklı olarak" Lugano'yu oyun dışında bırakınca, F.Bahçe 10 kişi kaldı. Derbinin ilk 30 dakikasında eksik kalmak tabii ki Zico'nun planlarını değiştirdi. Brezilyalı hoca, orta sahayı hücuma çıkartan Uğur'un yerine defansı sağlam tutmak için Yasin'i oyuna aldı. İkinci yarıda Volkan, Hakan'ın ataklarını önleyince Gökhan tek başına üstün bir gayretle ekstra bir pozisyon yarattı. Zico, artık bütün kozlarını kullanarak Semih'i de oyuna aldı. Bu değişiklik, önce F.Bahçe'ye yaradı ve Gökhan 67'de benzer bir pozisyonla şablon koymuş gibi G.Saray defansını katedip beraberliği sağladı. Oyun böyle bitecek diye düşünülürken, maçın son dakikalarında Ümit Karan golünü atıp, G.Saray'ı yarı finale taşıdı. 75'te başlayıp 90'a kadar hakem Çakır, sanki MHK'yi sabote edercesine Gökhan'ı, Volkan'ı ve Lincoln'ü kırmızı kartla oyundan atıp maçı katletti. Bugüne kadar hakemlerle ilgili hiç yazmayan beni bile çilden çıkaran Cüneyt Çakır'ı kınıyorum.