Hayal kırıklığı Futbol kalitesi açısından dünyanın en büyük derbisi olmasa da sert ambiansı ve tribün atmosferi açısından Kadıköy'de dün mükemmel bir futbol ziyafeti vardı. Fenerbahçe-Galatasaray arasında son yıllarda klasikleşen Fenerbahçe üstünlüğü sarı-lacivertli tribünlerin farklı bir skor beklentisine dönüşünce futbolun önüne şov geçmişti. Zico ve oyuncuları tribünlerin duygularına esir olmadan rakiplerine saygılı bir oyun planı içindeydiler. Galatasaray eksik kadrosu ve sezon başında transferleri gündem bile yapılmayan genç futbolcularıyla dün gece futbol adına alkışlanacak bir onur mücadelesi ortaya koydu. Maçın skoru ve tribünlerin baskısı ne olursa olsun Galatasaray adına dün gece altı çizilecek bir devrimin başlangıcıdır. Yaşlı kurt Feldkamp'ın PAF takımından Türk futbolunun zirvesine yeni filizler kazandırması yürekten taktir edilmelidir. Derbilerin gediklisi güler yüzlü hakemimiz Aydınus'un bile zorlandığı ilk yarıda pozisyon zenginliği Galatasaray takımı lehineydi. Daha doğrusu Fener'in hafızada yer edebilecek bir girişimi bile yoktu. Semih'in sakatlanması, Kezman değişikliğini getirse de takıma katkısı olmadı. İkinci yarıya moralleri yükselmiş ve özgüvenleri artmış Galatasaraylı oyuncular Hakan'la ve Ümit'le Fener kalesinde büyük tehlikeler yarattılar.
Lugano'nun hatası 65. dakikada Uğur-Vederson değişikliği sonrasında Fenerbahçe, kaptan Alex'le birkaç pozisyon kazanabildi. Fakat Lugano'nun lüzumsuz bir şekilde kırmızı kart görmesiyle Fener sahada on kişi kaldı. Bu büyük hata takımın hücumda çoğalmasını önlerken, defansta da riskleri artırıp Zico'nun son dakikalar için hazırladığı planlarını alt üst etti. Sonuçta maçı yürekten isteyen taraf Galatasaray'dı. Derbiden önce söylediklerini gerçekleştirip avantajlı skorla Kadıköy'den ayrıldılar. Bu tip kupa maçları iki ayaklıdır. Birincisi ortada sonuçlandı. Sami Yen'de fazla atan turu geçecek.