Tavsiyem şudur ki.. Otuzbeş yıldır futbolun içindeyim, kendi doğrularım ışığında futbol adına yapılan yanlışlıklarla mücadele etmeye çalıştım ve çalışıyorum. Mesela F.Bahçe'nin içinde yapılan hataları gözümü kırpmadan dile getirdiğim yıllarda yanımda kimseyi bulamıyordum. Her yıl iki hoca değiştirilirken, her yıl 8-9 futbolcu transfer edilirken "İstikrarın olmadığı yerde başarı olmaz" deyip kötü olan da bendim. Ama son beş yılda sadece iki teknik adamla ve iskelet kadrosuyla F.Bahçe'nin Türk futboluna nasıl damga vurduğunu gördükten sonra herkes yanımıza gelmeye başladı. Şimdi de "Vay, bak F.Bahçe için iyi şeyler yazıyor" diye su üstüne çıkmaya çalışan tatlı su kurnazlarını görüyoruz.
KİMLER AMİGO YAZARDIR? Ama onlar da öğrenecekler ki, güzel işler yapanlar için güzel şeyler yazılır, yazılmalıdır. Her fırsatta saldırarak, yapılan güzellikleri, alınan başarıları görmezden gelmek, yiğidin hakkını yiğide vermemek gibi işler bize göre değil. Unutulmasın ki amigo yazarlığın yolu, bir takımı tutmaktan değil, bir takımdan nefret etmekten geçer. Şu anda her yazarın hangi takımı tuttuğu açık şekilde ortada. Yazılarına bu sevgilerini karıştırıp karıştırmadıklarının kararını durup dururken "Ben objektifim" diyerek kendi kendileri değil sadece okuyucuları verir. Gerisi lafı güzaftır. Nefretlerini her fırsatta ortaya dökenler için bir şey diyemeyeceğim, Allah yollarını açık etsin. Yeteri kadar küçük düştüklerini, bir-iki internet sitesine girince kendileri de görecekler ve belki de doğru yolu bulacaklardır. Bu noktada benim yapabileceğim bir şey yok. Hep söylüyorum, bu köşe birileriyle mektuplaşma köşesi değildir. Benimle derdi olanın beni nerede ve nasıl bulacağı bellidir ve çok kolaydır. Umarım mesajı alan almıştır. Tertemiz alınla, dimdik dolaşabilmek ve onurlu kalabilmek bir yaşam biçimi, duruşu ve sanatıdır ve de huzurudur. Herkese tavsiye ederim.