İyi sonuç! Maçtan önce herkes gibi benim de favorim Fenerbahçe'ydi. Ama her zaman söylüyorum; maç saha içinde kazanılır. Eğer futbolun gereklerini yerine getirmezseniz kolay geçeceğini sandığınız maçlar zor geçer. İşte dün akşam Kadıköy'de bu gerçeği bir kez daha yaşadık. Akıllı ve disiplinli oynayan taraf G.Saray'dı. Birçok net gol pozisyonuna girdiler. Bunların sonuçlanmamasının en büyük nedeni kalede devleşen Volkan'dı. Yani Fenerbahçe'nin en iyi futbolcusunun kalecisi olduğunu söylersek herhalde maç için bir fikir sahibi olursunuz. Kalli, Fenerbahçe'nin Sivas maçından iyi notlar çıkarmış. Savunmadaki kalabalığı hiç dağıtmadı. Ölü toplar dışında Servet, Emre, Barış ve Mehmet Topal hemen hemen orta sahayı geçmeden oynadılar. Böylece Alex istediği boş alanları bulamadı. Kalli kanatları da iyi kapatınca Fenerbahçe'nin gol atması tesadüfe kaldı. Sakatlanana kadar Semih, daha sonra yerine giren Kezman'a yardım eden yoktu. Hücumda çoğalamazsan pozisyon da bulamazsın. Kupa randevusu olduğu için iki ayaklı maçın ilkiydi. O yüzden Galatasaray'ın istediğini aldığını söyleyebiliriz. Belli ki Fenerbahçe'den bayağı korkmuşlar. Kendilerine güvenleri olsa maçı kazanıp, giderlerdi. Kalli'nin takımı iyi oynuyor. Pozisyonlar buluyor. Üstüne üstlük rarkibi 10 kişi kalmış. Ama Kalli ne yapıyor? 2 dakikalık uzatmada iki futbolcu birden değiştiriyor. Yani beraberliğe yatıyor. İşte 'Fenerbahçe'den korktu' tezimin en büyük kanıtı budur.
Selçuk-Gökhan iyiydi Kaleci Volkan'ın dışında sahada iki futbolcuyu daha çok beğendim. Selçuk belki geldiği günden beri en iyi topunu oynadı. Zaten tribünler de hak ettiği alkışı kendisinden esirgemedi. Gökhanda 10 kişi kalmış takımını ayakta tutmaya çalışan bir başka gönüllüydü. Arda'yı bir başka gördüm. İnanılmaz çalıştı. Ofansta iyi işler yaparken, defanstaki arkadaşlarına da en çok yardım eden isimdi. Lugano'ya ne demeli, bilmem. İkinci sarı kartındaki yaptığı harekete futbol adına bir şey söylenmez. Ama be kardeşim! İlk kartı niye yiyorsun. Pozisyon geçmiş, gitmiş. Top auta çıkmış, hâlâ hakemle uğraşıyorsun. Şu amatörlükleri nasıl yaparlar, aklım ve hafızam almıyor Fırat Aydınus demişken, Servet'in Semih'i doğrayıp, sedye ile saha dışına attığı pozisyona göre göre, bile bile sarı kart gösteriyorsun. Sonra da "Neden dünya ve Avrupa kupalarında hakemimiz yok" diyorsunuz. Nasıl olsun ki? Aydınus'a bir sorum var: Size kurslarda "Kırmızı kart göstermek için illa ki birisi ölmeli" mi diyorlar. Aydınus görevini yapmadı. Çünkü günahı olmayan bir futbolcuyu hastaneye gönderen kasabı sahada tuttu Semih'in sakatlığı en az üç dakika sürdü. Ama Aydınus 45'inci dakikada Fenerbahçe ataktayken ilk yarıyı bitirdi. Fenerbahçe iyi oynamadığı maçta Saracoğlu'ndaki yenilmezlik serisini sürdürdü. Tek sevineceği nokta bu.
Servisi
