Manchester United maçı öncesi F.Bahçe'de kimsenin duymadığı bir kriz yaşandı. Van Hooijdonk için Avrupa kupası maçları çok önemliydi. Hollandalı, ilk onbirde Fatih'i görünce çılgına döndü. Ona göre, idmanlara geç kalan, disiplinsiz Fatih ilk onbiri hak etmiyordu. Sezon içinde bir dakika oynattığı Fatih'ten yana tavır koyan Daum kararını değiştirmeyince Van Hooijdonk maça çıkmayacağını söyledi. Kriz çıktı. Van Hooijdonk ikna edildi ama F.Bahçe Rooney'yi durduramadı, 6-2'lik tarihi bir hezimet aldı. Rüştü kalesine gelen 7 topta 6 gol yediği, Daum ise Alex, Nobre, Van Hooijdonk ve Tuncay gibi hücuma yönelik isimleri bir anda M. United gibi bir deve karşı oynattığı için eleştiriliyordu. Van Hooijdonk ise öfkeliydi. Zaten Daum'la arası kötüydü, ipler tamamen kopmuştu. Bu noktada biraz daha geriye gidelim. F.Bahçe'ye ilk şampiyonluğu yaşattığı sezonda Van Hooijdonk'un yakın çevresine sarfettiği sözler Daum'un kulağına geliyordu. Van Hooijdonk "Takımın sistemi oturmadı. Kimsenin dahiliği falan yok, şampiyonluğu Beşiktaş kaptırdı" görüşündeydi. Bu sözlere çok kızan Daum her defasında Van Hooijdonk'u kötüleme arayışındaydı. Van Hooijdonk'un ise umurunda değildi. Şampiyonluk turu atan otobüste Van Hooijdonk alt katta bira içiyordu. Yanına gelen Rebrov durumu biliyordu ve otobüste bulduğu bir Daum fotoğrafını gülerek "Al sana en sevdiğin adam" sözleriyle Van Hooijdonk'a uzattı. Hollandalı fotoğrafı elinden fırlatırken sahneyi görenler o gün ikilinin arasındaki iplerin koptuğunu anlamışlardı. Sıkıntı Manchester deplasmanına kadar yansımıştı. Artık onların arası çok kötüydü. Hatta o maç sonrası Samandıra'daki ilk çalışmada Van Hooijdonk sahanın ortasında Daum'a "Sen ne biçim hocasın" diye çıkışmıştı.