GÜNEŞ IŞIĞI İLE MUM AYDINLIĞI
Jose Mourinho, pazar günü deplasmanda oynayacağı Chelsea derbisini düşünerek Fenerbahçe maçına yedek ağırlıklı bir kadro ile çıktı. Son Liverpool maçında ilk 11'de başlayan sadece 4 futbolcu dün Fenerbahçe karşısında ilk 11'de Old Trafford'un çimlerine ayak bastı. Tamam da bu İngiliz devinin market değeri 548 milyon euro. Yedek dedikleri oyunculardan birini bile almaya kalksanız, İstanbul'un Üç Büyükler'inin toplam transfer bütçesini bir araya getirip masaya oturmak gerekir.
Alın size birkaç örnek: David de Gea 43 milyon euro, Pogba 105 milyon euro, Wayne Rooney 32 milyon euro, Mata 32 milyon euro, Martial 31 milyon euro... Bu oyuncular dün ilk 11'de çıktı. İşte böylesine çılgınca, böylesine rüya gibi bir kadroya sahip Manchester United.
Yedekmiş, rotasyonmuş hikaye yani...
Bunun adına haksız rekabet denir.
Ama Fenerbahçe'nin mazisinde öyle bir Manchested United zaferi var ki...
1996'da İngiliz devinin evindeki 40 yıllık yenilmezlik unvanına kim son vermişti?
Tabii ki Fenerbahçe...
Old Trafford'a grup lideri olarak çıkan Fenerbahçe'de ise sakatlıkları süren Ozan Tufan ve Sow yoktu. İlk yarıda Manchester United öyle aman aman bir baskı kuramadı üzerimizde. İngiliz devini kalemizden uzak tutmaya çalıştık.
Ama Kjaer'in Mata'ya kontrolsüz girişi, İngilizler'e penaltıyı getirdi. Fransız hakem Bastien, ucuz bir penaltı verdi.
Ne de güzel gidiyordu maç. Topu İngilizler'e vermiştik ama pozisyon da vermiyorduk.
Ah o kahrolası penaltı olmasaydı derken!
3 dakika geçmişti ki bu kez Şener, Martial'ı ceza sahasında yere indirdi.
Bastien yine penaltıya hükmetti.
3 dakikada yıkıldık resmen.
Düşürme, indirme, dokunma! Beşiktaş'ın Napoli ile oynadığı maçtan hiç mi ders almadınız? Biz Avrupa'ya çıkınca, düdük ağızlarında oluyor hakemlerin.
ADVOCAAT İLE BAŞARI HAYAL!
Çok keyifsiz, seyir zevkinden uzak bir ilk yarı oldu. Güç terazisinin kefelerindeki büyük dengesizlik yetmezmiş gibi bir de hakem Bastien'in verdiği 2 penaltı ve Pogba'nın usta işi vuruşu, ümitlerimizin pas tutmasına neden oldu.
Manchester, ilk yarıda 2'si penaltıdan olmak üzere 3 isabetli şut attı, 3'ü de gol oldu. Kalede Volkan Demirel olsa ne fayda!
İkinci yarıda da kalemizi bulan ilk şut yine gol oldu. Volkan ne yapsın, toplar hep köşeye gitti!
Skor 4-0 olduktan sonra Fenerbahçeli futbolcuların 'bitse de gitsek' psikolojisi içine girdiler sanki!
Görüntü; Manchester United oynuyor, Fenerbahçe seyrediyor netliğindeydi.
Asıl düşündürücü olan şey şu; Advocaat ile her maç biraz daha iyiye doğru bir gidişat olması gerekirken, kötüye gidiş var Fenerbahçe'de!
Pereira'yı göndermekte geç kalmıştı Fenerbahçe yönetimi... Göndermeleri de hataydı bana göre. Gelen gideni arattı işte! Şimdi Advocaat'ın kredisinin bittiğini düşünüyorum. Çanlar Hollandalı hoca için çalıyor. Advocaat'ın ya bir yol bulması, ya bir yol açması ya da yoldan çekilmesi şart... Böyle gitmez!
'Gider' diye ısrar ederseniz de dün Old Trafford'da olduğu gibi Fenerbahçeli taraftarlardan her maçta 'Yönetim istifa!' tezahüratlarını duyarsınız! Geçen sezon sahada koşan, savaşan, yenilgiye isyan eden Fenerbahçe, bu sezon teslimiyetçi bir ruh içinde mücadele ediyor!
25 milyon Fenerbahçe taraftarı da bu ruhsuz futbola tepki gösteriyor!
Bu arada Van Persie'nin attığı golü, başta Alex Ferguson olmak üzere tüm İngilizler'in alkışlaması, maçın en şık görüntüsüydü.
Dün bir kez daha gördük ki; bizim futbolumuz ile İngilizler'in futbolu arasında güneş ışığı ile mum aydınlığı kadar fark var!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.