Sporda Afrika açılımı şart
1-12 Şubat tarihlerinde İstanbul'da Türkiye-Afrika 2. Bakanlar Gözden Geçirme Konferansı düzenlendi.
Türkiye ve Afrika Birliği'nin ortaklaşa gerçekleştirdiği ve iş birliğinin daha ileriye taşınmasının görüşüldüğü konferansa, 46 Afrika ülkesinin yanı sıra 19 ülke bakanı da katıldı.
İlişkilerin güçlenmesine olumlu katkıları ile dikkat çeken İkinci Afrika Birliği- Türkiye Ortaklığı Zirvesi'nin sonuç bildirgesinde ise Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Türk Hükümeti ve Türk halkına edilen teşekkür satırları çok anlamlıydı.
Yıllardır bazı Afrika ülkelerini düzenli olarak ziyaret eden Cumhurbaşkanımız'ın, o ülkelerdeki Osmanlı'dan kalma Türk sevgisini yeniden uyandırmaya çalıştığını biliyor, görüyoruz. Bugüne kadar resmi ziyaret gerçekleştirdiği Afrika ülke sayısı 24'e ulaşmış bulunmakta….
Kara kıtada en popüler isimler Recep, Tayyip, Erdoğan
Batının iliklerine kadar sömürdüğü, açlığın, savaşın ve gözyaşlarının pençesine terk edilen bu ülkelere yeniden Türk yardımseverliğini götüren, eskiden var olan bağları yeniden inşa etmeye çalışan Cumhurbaşkanımız sayesinde, Afrika kıtasında 2009 yılına kadar 12 olan büyükelçilik sayımız bugün itibariyle 40'a ulaşmış durumda… Son olarak Sudan ziyareti sonrasında ülkenin en stratejik adasının imarının Türkiye'ye verilmesi, ülkemize olan güvenin ve sevginin en büyük nişanesidir.
Etiyopya'da misyonerlerin faaliyetleri sonucu dinlerini değiştiren yüzlerce kişi, Müslüman oldu. İslamiyeti seçen bazı Etiyopyalılar'ın isimleri de artık Recep, Tayyip, Erdoğan...
Onların söyledikleri "Bizleri yalnız bırakmayın, bugün Müslüman olduk ama bilin ki neslimiz tehlikede. Bizim camilerimize, okullarımıza sahip çıkıp, desteklemezseniz onlar bizi rahat bırakmayacaklar..." Ülkemizin Afrika ülkeleri ile geliştirmeye çalıştığı yeni stratejiyi de iyi okumak gerekiyor. Afrika açılımı Türkiye'nin geleceği açısından çok önemlidir.
Bugüne kadar onları sömürenlerden farklı olarak, hiçbir beklentisi olmadan uzanan yardım eline, günü geldiğinde cevapları olacaktır.
Kardeşlik borcumuz var
Geçen haftaki yazımızda vizyon ve misyondan bahsetmiştik.
Sporda da çok ciddi bir Afrika açılımı gerçekleştirmemiz gerekiyor.
Spor yöneticilerimizin bir diğer vizyonu ve misyonu da bu olmalıdır. Bu ülkeler her alanda olduğu gibi sporda da ihmal edilmiş ve sportif desteğe muhtaçlar… Her şeyden önce onlara bir kardeşlik borcumuz var. Afrika ülkelerine çok ciddi katkılarda bulunabilir, onlara şampiyonlar yetiştirebiliriz. Elimizde hemen her branştan o kadar çok antrenör var ki, bu arkadaşlarımızı o ülkelerde istihdam ederek şampiyon yetiştirmelerini sağlayabiliriz.
Derme-çatma stadyumlardan başka spor tesisi olmayan şehirlere antrenman salonları yapmak, bizim gibi bir ülke için hiç de maliyetli bir iş olmaz.
Bütün bunlar kardeşlik adına hiçbir karşılık beklemeden yapılacak işler… Ancak günü geldiğinde karşılığı da hiç kuşkunuz olmasın ki kendiliğinden ödenir. Olimpiyat adayı olduğunuzda peşinden koşturmanıza gerek kalmadan "Oyum sizindir" demek için kapınıza gelinir. Uluslararası yarışmalarda hakemlerden daha az yakınmaya başlarsınız. Herhangi bir oylama yapıldığında sizin fikirlerinizi savunan daha fazla elin havaya kalktığını görürsünüz...
Dedik ya; bütün bunları görebilmek önce vizyon, sonra da misyon gerektiriyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.