Yunus Akgül

Yunus Akgül

18 Şubat 2017 | Cumartesi

Euro 2024 için kulis şart

Adaylık yalnızca dosyalarla olmaz. UEFA yönetiminin dışında bütün üye ülkeler nezdinde ciddi bir tanıtım çalışması gerekli. Birçok organizasyonu ülkemize getiren Spor Bakanlığı da bu işin hamiliğini üstlenmeli.

Meslek hayatımın en acılı günlerinden biriydi 28 Mayıs 2010...
İsviçre'nin Cenevre kentinde Espace Hippomene Kültür Merkezi'ndeki oy(a)lama sonucu 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası adaylık serüvenimiz hüsranla bitmiş, kime verileceği baştan belli bir yarışın payandası yapılan Türkiye'ye "Finalde bir oy farkla kaybettiniz" demişlerdi.
13 üyeden hangisinin, hangi ülkeye oy verdiğini elbette açıklayamazlardı, çünkü böyle bir oylama olmadı. UEFA yönetimi içeriye girdi, çayını kahvesini içti, bir kağıda Fransa'nın adını yazdı, dışarı çıktı ve zarfı açtı. UEFA Başkanı bir Fransızdı ve Platini'nin ülkesi kazanmıştı işte; ne vardı ki bunda?

Yine o sözü duymayalım
Açıklamanın ardından, zamanın Fransa Futbol Federasyonu Başkanı Jean-Pierre Escalettes, "Bizim için güzel bir gün, UEFA'nın güvenini sarsmayacağız" derken, bizim sadece günümüz değil ümidimiz de mahvolmuş, UEFA'ya zaten olmayan güvenimiz (!) iyice tescillenmişti.
7 yıl sonra, şimdi tekrar aday oluyoruz.
Öyleyse tarihe not düşelim; şayet adaylık sürecini Türkiye Futbol Federasyonu takip eder ve sürecin yönetimi federasyona bırakılırsa, 2018'in mart ayı geldiğinde UEFA'nın sözünün yine, "Çok iyi mücadele ettiniz ama bir oy farkla kaybettiniz" olacağını tahmin etmek hiç zor değil.
EURO 2024'ü de bir oy farkla kaybedeceğimizden, oylamanın ardından bize yine aynı cümleyi kuracaklarından hiç kuşkunuz olmasın...

İlk ve asıl husus kulis
Aslında, 2024 UEFA Avrupa Şampiyonası'nı evimize getirmek için hiç olmadığımız kadar hazır durumdayız.
Ankara'ya yapılacak görkemli bir stadyumun dışında neredeyse bütün tesislerimiz hazır; bu durum büyük avantaj.
Ancak büyük ihtimalle, rakibimiz görünen Almanya ve Hollanda'nın da stadyumları bizim gibi göz kamaştırıcı...
Bu durum, elimizdeki avantajı zayıflatsa da, şampiyonayı ülkemize kazandıracak ilk ve asıl husus, yapılacak kulis çalışmalarıdır.
UEFA yönetiminden başka, bütün üye ülkeler nezdinde çok ciddi bir kulis ve tanıtım çalışması gerekli.
Sıradan bir iş toplantısı için hazırlanan dosyalara benzer sunumları; stadyumlarımızın renkli resimlerinin yer aldığı bilgisayar çıktılarını, UEFA üyelerine gönderip şampiyonanın peşine düşersek, sonumuz bir kez daha hüsrandır!

UEFA sadece oy(a)lar!
Kısaca bu iş, kıymeti kendinden menkul TFF'nin eline bırakılamayacak kadar önem arz etmekte...
Şenes Erzik'in emekliye ayrılmasından sonra UEFA yönetimine bir adam yerleştirmeyi dahi beceremeyen federasyonun birikimi, bu adaylık sürecini taşımaya yetmez.
Bugüne kadar, Universiade Yaz ve Kış Oyunları'nı, Akdeniz Oyunları'nı, 2017 EYOF Yaz ve Kış Gençlik Olimpik Oyunları'nı Dünya Basketbol Şampiyonalarını ve birçok branşın dünya ve Avrupa şampiyonalarını ülkemize getirme beceri ve başarısını gösteren Spor Genel Müdürlüğü ile bağlı olduğu Gençlik ve Spor Bakanlığı, bu işin hamiliğini derhal üstlenmeli.
Aksi takdirde, 2024 adaylığını da bir oy farkla kaybetmeye, tarihin tekerrür etmesine şimdiden razı ve hazır olalım.
TFF'nin çapı da nefesi de, 2024'e yetmez.
UEFA oy(a)lar, TFF oy alamaz!
Bize de 2018'de "oy, oy" demek düşer.
Olan Türkiye'ye olur.

KURBAN YİNE HOCALAR
Galatasaray medyası uzun süre yazdı, yönetim de oklar kendisine gelince Riekerink'in ipini çekti.

Futbol, milyarca doların döndüğü devasa bir piyasa... Bu piyasayı canlı tutan ise yine milyarlarla ifade edebileceğimiz dünyanın dört bir yanındaki futbol seyircisi...
Futbolseveri diri tutabilmenin yolu da, medya dediğimiz radyo, televizyon, internet ve gazetelerden müteşekkil iletişim kuruluşlarından geçer. Son dönemde bu saydıklarımıza, kitlelere ulaşımı daha hızlı olan sosyal medya da eklendi. Her ülkenin medyası, seyircisinin futbola entegrasyonunu sağlamak ve sağlam tutabilmek için kendine özgü yöntemler uygular. Bu yöntemlerin tamamı da, insanların heyecanını provake etmek üzerine kuruludur. Bazı ülkeler seyircinin önüne yöneticileri, bazıları hakemleri, bazıları futbolcuları, bazıları da hocaları yem olarak fırlatır.

El kolay iş hoca göndermek
Bizdeki yöntemde öncelik, hocalar ve hakemler üzerinden yürümektir. Futbolcu ve yöneticiler, daha sonra hedef tahtasında yer bulur. İşler ters gittiği zaman teknik direktörleri göndermek, yöneticilerin elindeki en büyük kozdur.
Geçtiğimiz hafta, şampiyonluk yarışındaki üç büyük takım puan kaybetti. Beşiktaş ve Galatasaray yenilirken, Fenerbahçe berabere kaldı. Televizyon yorumcuları ve gazete yazarlarına bakarsanız, bu takımların tamamı hocalarının yanlış taktikleri yüzünden kaybettiler.
Sanki, hocalar gidip yerine başkaları gelince takımlar büyük farkla şampiyon olacak.
Kimse, rakibin futboldaki başarısından söz etmiyor, rakip takımların başarılı olma şansları sıfırmış gibi atıp tutuyor. Bilmeyen, Türkiye Ligi'nden başka bir yerde oynuyorlar, başka statü ve konumları var zanneder.

Sıra Dick Advocaat'ta mı?
Galatasaray Yönetimi de, okların yavaş yavaş kendisine doğru geldiğini görünce hocanın ipini çekmeyi yeğledi.
Sonuç olarak; bir kelle isteyen Galatasaray medyası, yaza çize, söyleye söyleye Riekerink'i kovdurmayı başardı. "Reikernik Bye, Tudor Hi" oldu bir günde...
Fenerbahçe medyasının Advocaat'ı kovdurması ise an meselesi... Medya, yeniçeriliğe soyunup böyle kazan kaldırdıkça, sıranın Şenol Güneş'e gelmeyeceğinin garantisi yok doğrusu.
Keşke kulüplerin temel sorunu teknik direktörler olsaydı, keşke...

GÖZÜNÜ YÜKSEĞE DİKECEKSİN Kİ BAYRAĞIN DALGALANSIN
Erzurum'da bir haftadır gençlerin spor şöleni var.
Var da... Haberin var mı?
O ünlü habercilik ilkesi, "Köpeğin insanı ısırması değil, insanın köpeği ısırması haberdir" der. EYOF'un, medyanın her platformunda anında yer bulması da bize onu hatırlattı.
42-0 gibi ağır bir yenilgiyle karşılaşmasak dönüp kimsenin bakacağı, yazacağı çizeceği yokmuş meğer...
Buz Hokeyi Takımımız, dünya ikincisi Rusya'ya 42-0 yenilince, sayfalarda, sitelerde, ekranlarda, skandal tatsızlığında yer bulabildi EYOF... Belki, bu da bir şeydir. Süper Lig'deki Rusya ile 3. Lig'deki Türkiye karşı karşıya gelince, sonuç farkı ağır oldu ama tahminlerimizden farklı olmadı. Zira, emek olmadan da yemek olmaz. İlk önce dikeceksin ki daha sonra biçesin.

Ülkemizin geleceği onlar
Erzurum EYOF 2017 vesilesiyle olimpiyat bayrağı tarihinde ikinci defa ülkemize geldi. 2011'de EYOF Avrupa Olimpik Yaz Gençlik Festivali ile ilk defa Trabzon'a gelen bu etkinliğin, Türk sporu açısından önemi büyük... Ancak, bizim için önemli olan bu etkinliğe yayıncı kuruluş TRT dışında, TV ve gazetelerden ilgi yok denecek kadar az...
Meslektaşlarımız oyunları izlemek için Erzurum'a gitmesine rağmen, birkaç önemseyen arkadaşımız kendi sosyal medya hesaplarından paylaşım yapmasa, bu kıymetli organizasyonunun sportif haber ayağı cılız mı cılız... Bu etkinliğin sonuçları ve madalyalarının çok fazla bir önemi yoktur ama sizin geleceğinize, yatırımlarınızı gözden geçirmenize ve strateji geliştirmenize yarar.

Hedefler artık büyümeli
Önemi ise; dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatın bayrağının öyle ya da böyle Türkiye'de dalgalanmasıdır. Asıl hedef olan dünya olimpiyatları için puan toplama organizasyonudur.
Hedef iyi bir organizasyon, daha çok uluslararası dostluk ve lobi etkinliğidir. Hiç vakit kaybetmeden, Erzurum veya Kayseri de kış sporlarının Avrupa ve dünya şampiyonalarına aday olmalı... Tesisleşme ve kar potansiyeli açısından bu imkanlara sahibiz. Daha da ötesine kilitlenerek, Kış Olimpiyat adaylığı için kolları sıvamalıyız.
Ben ülkemize kış olimpiyatlarının gelme şansının, İstanbul'a yaz olimpiyatlarının gelme şansından daha fazla olduğuna inanıyorum.
Şapkayı önümüze koyalım artık...
Sporda, gözünü yükseklere dikmeden bayrağını yükseğe çektiremezsin!
Hedef büyütmek zorundasın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor