Futbolun Kızılay’ı

Beşiktaş'ın formasında ay yıldız var, Yunanistan'a karşı Milli Takım'ı temsilen oynadığı için. Bence bugünden itibaren Kızılay amblemi koymak gerekir! Ligin zordaki takımlarına verdiği puanlarla kan can ve umut olduğu için! Adana Demirspor ligin denizaltısı, ligin dibin dibinde. Hiç galibiyeti yok, averajı da 24. Kalesinde 16 yaşında Deniz var. Musrati'ye ve Muçi'ye verilen paraları üst üste koysak Deniz'in boyunun 2 misli eder. Beşiktaş bu şartlarda, ligin en zayıf takımına karşı iddia ediyorum kendi tarihinin en kötü maçlarından birini oynadı. İlk yarıdaki Beşiktaş kötünün kötüsüydü. Takımın sahada dizilişi bildiğin Ortadoğu coğrafyası! Herkes birbirine uzak kere uzak, yardımlaşma hak getire topu alan deyim yerindeyse koca dünyaya karşı tek başına. Bir oyuncu 11 kişilik rakibe karşı tek başına ne yapabilir, hiç! Beşiktaş'ta oyuncularda hiçbir şey yapmadılar koca 45 dakikada. Mert dışındaki her oyuncu rakiplerinin işlerini kolaylaştıracak saçmalıkları büyük bir özgüvenle yaptılar!

Buna karşılık Beşiktaş'ın işine yarayacak bir tek pas atamadılar, bir kez boşa kaçamadılar, bir tek ikili mücadele kazanamadılar. Şöyle daha net anlatabilirim sanırım; Devre arasında kardeşinin vefat haberini alan ve moralman çöken ama yapacak bir şeyi olmadığı için maça da devam eden Maestro bile tüm Beşiktaşlı oyunculardan daha iyi oynadı. Kaleci Deniz inanılmaz kurtarışlar yaptı. Tek kelime ile onun gecesiydi ancak Beşiktaş takımında topu kurtarılmayacak yere vuran kimse de yoktu. Yusuf Sarı evde çocuğuyla maç yapsa bu kadar rahat çalım atamaz. Konya ovasında gezer gibi rahattı. Yusuf Barası, Aimbetov ve diğerleri biraz dikkatli olsalar ya da Mert kötü gününde olsa 10-0'ın rövanşını bile almaları mümkündü. Maestro'ya başsağlı diler Adana Demirsporlu oyuncuları kutlarken Beşiktaş takımına, hocasına tek bir tavsiyem var; Bundan sonraki maçlara formasız çıkan armayı kirletmeyin.