Kulüpler satılır mı?

Kulüplerin borçları camiaların korkulu rüyası haline geldi... Hayatı normal sürüyormuş gibi hissediyoruz ama durum öyle değil. Bu borçlar bu şartlarda ödenmez...
Bunu ben söylemiyorum, iki gün önce Fatih Terim söyledi, dün de Ali Koç... Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi de benzer şeyleri dile getiriyor... Yani kral çıplak, hem de çırılçıplak.
Kulüplerin gelirleriyle bu borç ödenmez. Hatta Fatih hocanın dediğini baz alırsak, yıllarca üst üste lig şampiyonluğu ve Şampiyonlar Ligi katılımı gerçekleşse bile borçları ödemek zor...
Yani... Yanisi şu; kulüplerin şirket evliliklerini ya da zengin iş adamları tarafından satın alınmasını artık ciddi ciddi tartışmalıyız... Ön yargılardan uzak, kibirle değil akılla yaklaşacağımız bir süreç olmalı bu.
Camialar tüm güçlerini kullanarak, şirket evlilikleri ne getirir, ne götürür diye tartışmalı ki bir gün böyle bir seçenek önlerine geldiğinde ne yapacaklarını bilebilsinler.
Ve yine camialar zengin iş adamlarının kulüpleri satın almaları dışında nasıl çözümler üretebileceklerini tartışmak zorundalar...
Bu camialar içlerinde iş adamları, hukukçular, ekonomistler v.s barındırıyorlar... Durup beklemek sadece zaman kaybı. Bu borç yükleri kulüplerin sırtına bir günde yüklenmediği için, bir günde kurtulmak da mümkün değil. Uzun uzun tartışmak, beyin fırtınası yapmak gelecekte kulüplerin karşısına çıkabilecek fırsatları akıllıca değerlendirmek adına şarttı.
Öte yandan lige verilen milli ara Beşiktaş'ın yara sarması adına faydalı oldu diye düşünüyorum.
Karagümrük'le oynanan hazırlık maçındaki görüntü de umut vericiydi. Aboubakar ve Larin'in gol atmış olmaları onlara özgüven kazandıracaktır.
Bu hafta 'bay' geçileceği için Beşiktaş'ın önünde on günlük bir süre var. Bu sürede bir hazırlık maçı daha oynanırsa yeni transferlerin uyum sağlaması anlamında çok faydalı olabilir. Sergen hocaya güvenimiz tam. Beşiktaş elindeki imkanlarla en iyisini yapmaya odaklanırsa kadrosundaki tüm eksiklere rağmen beklentilerin üzerine çıkabilir. Çok çalışmak, inanmak ve kenetlenmek şart...