Şampiyonluk şifresi: M.Atiba!

Beşiktaş orta sahasının önemli isimleri Oğuzhan, Tolgay ve Talisca akıllı telefon gibi! Onlarca özellikleri var ama pilleri çabuk bitiyor.
Orası öyle bir bölge ki, sadece iyi top kullanmak asla yetmez, tıpkı sadece koşmanın yetmeyeceği gibi.
İkisini birlikte yapabilecek oyuncularınız varsa onları kullanmanız akıllıca olabilir.
Tolgay, Talisca ve Oğuzhan'dan orta alanda pres yapmalarını, rakip savunmadan ya da kendi defanslarından gelen topları almaları beklemek hayal! Bunu yapabilseler de 90 dakikalık maçın 20 dakikasında yaparlar geri kalan bölümde pilleri biter.
Öyleyse çözüm, en azından bana göre çözüm Medel- Atiba ikilisini bu bölgede kullanmaktır... Neden mi? Şundan; savunmada Adriano, Gökhan, Pepe ve Vida iyi top kullanan oyuncular, öndeki Quaresma, Babel, Vagner ya da Negredo da öyle... Bu şu demektir; sizin, pas trafiğini sağlamak adına orta sahada Atiba'nın mutlaka bir kreatif oyuncu kullanmanız şart değil. Yani, yanisi şu; Talisca, Tolgay, Oğuzhan üçlüsünden biri yeter... Yetmek şöyle dursun artar bile.
Kaldı ki, Medel ve Atiba oyunun sadece savunma yönünü oynayan sıradan oyuncular değiller. Her ikisi de, Oğuzhan ve Tolgay kadar değillerse de lig ortalamasının üzerinde iyi top kullanıyorlar.
Sanırım Şenol hoca dahil hepimizin kabul edeceği gerçek şu dur ki; orta sahasız ayakta kalmak zor... Rakipten dönen topları alamazsanız istediğiniz baskıyı kuramazsınız, sizin savunmanızdan dönen topları alamazsanız baskı ve gol yersiniz.
Öyleyse manzara çok net; şampiyonluğun şifresi:M.
Atiba'dır. Bir zamanlar.
V.atiba ile orta sahayı rakiplere dar eden Beşiktaş şimdi macera aramak yerine bu formüle sarılmalıdır. Net!

Quaresma mı, Negredo mu?
Şenol hocanın çok önemli bir konuda daha radikal bir karar alması gerek. Quaresma, Negredo'nun yıllık ücretini kıskanıyor olacak ki, birlikte oynadıkları hiç bir maçta bu oyuncuya bir tek pas atmadı...
Her şey gün gibi ortada, Gençlerbirliği Kupa maçında Negredo sahada, Quaresma yedekti ve İspanyol 7-8 kez gol pozisyonuna girdi. Attı, atamadı orası ayrı ama pozisyona girdi. Quaresma ile birlikte oynadıklarında ise iki kez bile topla buluşamıyor.
Öyleyse neşteri vurmak gerek, koca Beşiktaş'ın hücum gücü birbirine pas vermeyen iki oyuncuya emanet edilemez. Edilirse hayal kırıklıklarının sonu gelmez. Sosyal medyada yayınlanan "Arkadaşız" görüntüleri de palavra.
Quaresma, Negredo'ya pas vermiyor, vermez... Bu manzarayı seyretmek, oyunculardan en az birinin, muhtemelen ikisinin de yuhalanmasıyla son bulur. Uyarması benden.

Kocaman masallar
Fenerbahçe, aynı hakemlerle, Sivas, Antalya, Kasımpaşa, Karabük, Konya (B) ve Göztepe maçlarını beş galibiyetle geçerken Aykut Kocaman'ın hiç sesi çıkmıyordu...
Puan kayıpları başlayınca Aykut hocanın şirazesi kaydı... En iyi kendisi biliyor ki, hakemle kaybettiği maç yok.
Çünkü hiç bir teknik adam, rakiplerinin eksik kalacağı üzerine planlama yapamaz.
Dolayısıyla hakemin göstermediği kırmızı kart olsa olsa avantaj kazanmanızı önler ama sizin kanadınızı kolunuzu kırmaz.
Takım doğramaya örnek arıyorsak Fener derbisinde Beşiktaş'ı hatırlamamız lazım.
Verilmeyen net penaltı ve sayılmayan gol.
Dolayısıyla Aykut hocanın anlattığı masallara kimse inanmaz, zaten anlatırken yüzüne bakarsanız kendisinin de inanmadığını rahatlıkla görebilirsiniz.
Helal olsun Fatih hoca
alatasaray Sivasspor deplasmanında mağlup oldu ve yediği ikinci golde net bir hakem hatası vardı. Beklentiler, Terim'in de Aykut Kocaman gibi, kötü futbolu ve oyuncularının beceriksizliğini bir kenara bırakıp hakeme yüklenmesiydi. İmparator öyle yapmadı, eyyamı değil gerçekçiliği tercih etti ve; "çok kötü oynadık, kazanmayı hak etmedik. Bu sonucun hakemle bir ilgisi yok" dedi. İşte futbol adamlığı budur. Teşekkürler Fatih hocam; yürekten teşekkürler.

Yabancılar ve hakemler
Farkında mısınız ligin ikinci yarısında çatır çatır futbol oynanıyor. Anadolu takımlarında hakem ya da büyük takım korkusu kalmadı. Bunun en önemli nedeni takımlarımızın ağırlıklı olarak yabancı oyunculardan kurulu olması. Önceki yıllarda sayıları az olan yabancı oyuncular kısa sürede yerlilere uyum sağlamak durumunda kalıyor ve sıradanlaşıyorlardı. Şimdi yabancılar durumu eşitlediler ve yerlilere benzemek yerinde orijinal hallerinde kalmayı başarabiliyorlar. Kalite arttı ve bunda yabancı oyuncularla, istisnalar hariç gördüklerini çalan cesur hakemlerin büyük payı var. Önümüzdeki sezon yabancı sayısı azalacak ve Türk futboluna yazık olacak. Yine kalite, eyyama kurban gidecek.

10 krampon ve diğerleri!
Şenol hocanın, "G.Birliği'ne 10 çift krampon verdik" açıklaması ne kadar gönül kırıcı ise Ümit Özat'ın, "hocasına" ZAT demesi de o derece itici ve gönül kırıcı. Hiç yakışmadı...
Tıpkı, takır takır top oynayan Gençlerbirliği'ni görünce soyunma odası koridorlarında Özat'ın önünü kesen "bir F.Bahçeli yöneticinin" yaptığının son derece yakışıksız olması gibi. Ayıp!

GÜNÜN SÖZÜ
Kim centilmendir; maçı kaybetse de kendini kaybetmeyen