Beşiktaş ve Başakşehir
- Turgay Demir Yazıları
- 21 Ocak 2017, 23:28:15, Güncelleme: 22 Ocak 2017, 03:25:18
Bizim medya mahallesinde farklı yetişir yeni nesiller. Misal; üç büyüklerden birine gönül vermiş ise tüm dünyayı bu gözle seyretmeye başlar. Yorum yazacak hale gelip medya tribündeki yerini aldığında takımının kazanacağından emindir artık.
Kazanmalıdır da! Çünkü "onun" takımı hep kazanır (!) dahası kazanmayı hak eder! Eğer kazanamazsa bunda bir iş vardır! Kesinlikle vardır! Ya hakemler bir "dolap" çevirmiştir, ya rakipler başkalarına oynamadıkları kadar hırslı ve sert oynamışlardır, onun takımına karşı… Hele hele gönül verdiği takım üst üste mağlubiyet ya da beraberlikler alırken rakipleri kazanıyorsa mutlaka BÜYÜK bir şey vardır bu işin içinde.
Böyle zamanlarda hemen belindeki iki silaha sarılır bizim kalemşor. Gideceği iki yol vardır; ya hakemlerin kendi takımını yaktığı algısı oluşturmalıdır ya da hakemlerin rakipleri kolladığı algısı oluştur...
Suyun akışını değiştirmek
Bilir ki bu iki algıdan biri mutlaka tutar ve ilerleyen haftalarda suyun akışı değişmeye başlar.
O nedenle bizde ezilen takımlar hep aynıdır, kollananlar da öyle.
Turgay Demir de tüm bunlara ayna tutmak için onlar kadar fanatizm yükler kalemine. Böyle yaparak ayna tutar kendilerini, gazeteci maskesiyle gizlediklerini zanneden gerçek fanatiklere.
İşte bu nedenle, bu satırların yazarı için Başakşehir'in bugün lider olması çok önemlidir. Yarın Fenerbahçe'yi yenmesi halinde şampiyonluk yolunda dev bir adım atacaktır.
Yarış şu anda dört takım arasında, kim kazanır bilinmez ama sistem izin verirse bu yarış Beşiktaş ile Başakşehir arasında geçer.
Peki neden? Bir çok nedeni var, bazılarını sayalım… Başakşehir dar imkanlarla "takım" olmayı başardı. İyi bir teknik adam var başlarında. Futbolu çirkinleştirmeden sonuç almayı hedefliyorlar.
Keza Beşiktaş da öyle. Son beş sezondur iyi futboluyla dikkat çeken Kartal Şenol Güneş'le çıtayı daha da yükseltti.
Feda döneminde başlayan doğru yapılanla sonucunda inanılmaz güçlü bir kadroya sahip oldu Kartal. Cesur bir teknik adamla iyi oynayarak kazanmayı hedefleyen bir Beşiktaş izliyoruz.
Kim ne derse desin, bu yarış iki takıma kalır sonunda, biri de Beşiktaş olur.
Kazanmalıdır da! Çünkü "onun" takımı hep kazanır (!) dahası kazanmayı hak eder! Eğer kazanamazsa bunda bir iş vardır! Kesinlikle vardır! Ya hakemler bir "dolap" çevirmiştir, ya rakipler başkalarına oynamadıkları kadar hırslı ve sert oynamışlardır, onun takımına karşı… Hele hele gönül verdiği takım üst üste mağlubiyet ya da beraberlikler alırken rakipleri kazanıyorsa mutlaka BÜYÜK bir şey vardır bu işin içinde.
Böyle zamanlarda hemen belindeki iki silaha sarılır bizim kalemşor. Gideceği iki yol vardır; ya hakemlerin kendi takımını yaktığı algısı oluşturmalıdır ya da hakemlerin rakipleri kolladığı algısı oluştur...
Suyun akışını değiştirmek
Bilir ki bu iki algıdan biri mutlaka tutar ve ilerleyen haftalarda suyun akışı değişmeye başlar.
O nedenle bizde ezilen takımlar hep aynıdır, kollananlar da öyle.
Turgay Demir de tüm bunlara ayna tutmak için onlar kadar fanatizm yükler kalemine. Böyle yaparak ayna tutar kendilerini, gazeteci maskesiyle gizlediklerini zanneden gerçek fanatiklere.
İşte bu nedenle, bu satırların yazarı için Başakşehir'in bugün lider olması çok önemlidir. Yarın Fenerbahçe'yi yenmesi halinde şampiyonluk yolunda dev bir adım atacaktır.
Yarış şu anda dört takım arasında, kim kazanır bilinmez ama sistem izin verirse bu yarış Beşiktaş ile Başakşehir arasında geçer.
Peki neden? Bir çok nedeni var, bazılarını sayalım… Başakşehir dar imkanlarla "takım" olmayı başardı. İyi bir teknik adam var başlarında. Futbolu çirkinleştirmeden sonuç almayı hedefliyorlar.
Keza Beşiktaş da öyle. Son beş sezondur iyi futboluyla dikkat çeken Kartal Şenol Güneş'le çıtayı daha da yükseltti.
Feda döneminde başlayan doğru yapılanla sonucunda inanılmaz güçlü bir kadroya sahip oldu Kartal. Cesur bir teknik adamla iyi oynayarak kazanmayı hedefleyen bir Beşiktaş izliyoruz.
Kim ne derse desin, bu yarış iki takıma kalır sonunda, biri de Beşiktaş olur.