BEYAZ BEŞİKTAŞLI!
- Turgay Demir Yazıları
- 17 Kasım 2015, 00:11:01, Güncelleme: 17 Kasım 2015, 00:13:59
Beşiktaş mali genel kurulunda Başkan Fikret Orman'ın genel kurul üyeliği için yaptığı açıklama beni son derece şaşırttı… "Herkes üye olamaz, kefalet olarak imza yetmez, kim, kimi öneriyorsa bizzat gelip önersin" gibi tüzüğe, örf ve adetlere uymayan bir çıkıştı bu… Dahası, oturmayı-kalkmayı bilmeyenlerin genel kurul üyesi olamayacağı gibi kendisine asla yakışmayan bir yaklaşımı oldu Başkan Orman'ın… Bu kafa, "Benim oyum çobanın oyuyla bir mi olacak!" kafasıdır ve çok tehlikelidir.
Bazı Beşiktaşlılar ayrıcalıklı yani Beyaz, bazıları ise ikinci sınıf Beşiktaşlı (!) yani Siyah'tır, demekle eş değerdir Başkan'ın sözleri… Bu arada unutmadan ben oturmayı kalkmayı bilmeyen bir taraftar görmedim ama oturduğu koltuktan hiç kalkmayan çok başkan gördüm!!!
Takım canavar gibi tam gaz gidiyor, Başkan Orman biraz makul olabilse, biraz eleştiriye tahammül edebilse camia da kenetlenecek belki ama en küçük bir eleştiriye tahammül yok. Kongre sürecinin tüm gerilimini şimdiden yaşıyor adeta Orman. Tüm bunlara gerek yok. Hiç bir Beşiktaşlı stadın bitmesini kıskanmaz ve her Beşiktaşlı kongre üyesi olma hakkına sahiptir, yeterki, gerekli şartları yerine getirsin. O şartlar arasında "Oturmayı, kalkmayı bilmek" şeklinde bir madde olmadığı da aşikardır.
Uzatmayalım, dostluk, barış içinde kenetlenmek, kongreleri bile aynı hava içinde yapmak yakışır Beşiktaş'a.
Eleştiriler karşısında kastı aşan ifadeler kullanıp ortalığı germek ise kimseye bir fayda getirmez. Elbette Beşiktaş kongre yapacak ve elbette aday ya da adaylar çıkacak. Tersi olursa garipsemek gerekir. Dersimiz demokrasiyse önce eleştiriye tahammül etmeyi bilmeliyiz. Gerisi çorap söküğü gibi gelir. Benimki dost tavsiyesi; isteyen gülüp geçsin, isteyen kulağına küpe yapsın
Ozzie'li Beşiktaş'a güvenin
Oğuzhan iki sezon boyunca bizi verem ettikten sonra şimdi tek kelimeyle döktürüyor. Hem de ne döktürmek. Müthiş bilekler, inanılmaz bir oyun zekasıyla Beşiktaş'ın gücüne güç katıyor.
Ozzie'yi izlemek büyük keyif, yıllarca Şifo Mehmet ve Sergen Yalçın bize bu keyfi yaşatmıştı. Şimdi Oğuzhan o rolü üstlendi. 35 yıldır bu meslekteyim, şunu rahatlıkla söyleyebilirim, Şifo, Sergen dönemleri Beşiktaş çok şampiyonluklar kazandı.
Şimdi o ayarda bir başka isim varsa siyah-beyazlı taraftarlar şampiyonluk için eşe-dosta karşı iddialı söylemlerde bulunabilirler. Bu takım,
bu güveni veriyor.
Güneş ilk sırada!
Şenol Güneş bu ülke futbolunun kılcal damarlarını bilen, hiç bir konuda risk almaktan çekinmeyen, futbolun dertlerini kendine dert edinen gerçek bir cesuryürek. Ne şike konusunda sustu, ne yabancı sayısında, inandığı neyse onu söyledi. Bu ülke futbolu sayesinde dünyalıklarını bir kaç kez yapan bazıları ise hiç bir önemli konuda tek kelime etmeyerek kafalarını kuma gömmeye devam ediyorlar. İşlerine gelen hakem hataları varsa o konuda konuşmazlar, sistem lehlerine çalışıyorsa gıkları çıkmaz… O nedenle bir sıralama yapınca ben Şenol Güneş'i en başa yazıyorum.
Hem de gururla.
İsmail'deki değişim
İki büyük sakatlığı bir yıla sığdırdıktan sonra formaya hasret kalan İsmail Köybaşı yavaş yavaş kendine gelmeye başladı. Hem Beşiktaş'ta, hem de A Milli Takım'da eski günlerine dönme gayretinde olan ve formanın hakkını vermek isteyen bir İsmail izliyoruz.
Hoşumuza gidiyor, takdir ediyoruz.
Bravo İsmail, hiç bozmadan aynen böyle devam.
Çabuk bir stoper!
Beşiktaş rakip ayırmadan kendi oyununu oynamaya çalışan bir ekip. Sahayı dengeli paylaşan, orta alanda bol pas yapan, ön bölgede ise öldürücü paslaşmalarla sonuç alıyorlar. Aksayan tek yer savunma.
Rhodolfo ağır, Ersan da öyle. Lig, Kupa, Avrupa gibi üç zorlu maratonda bu bölgeye takviye yapmak şart. İyi bir stoper bulunmalı ve bu stoper mutlaka çabuk bir oyuncu olmalı.
Hızlı değil çabuk diyerek altını bir kez daha çizmek istiyorum.
Hız Ersan'da da var ama kendi ekseni etrafında dönmesi bile üç gün sürüyor.
O nedenle çabuk bir sol stoper çabucak alınmalı!
Muhteşem Vodafone
Ve sonunda çatı kalktı, artık Vodafone Arena inşaatında tünelin ucu görünüyor çok şükür. Beşiktaş taraftarı kendi tribünlerinde maç izlemeye hasret kaldı. Zemin çalışmalarını da engelleyen çatı konusunun en zorlu bölümü halloldu, kapatılması da tamamlanınca geriye kalır 3 aylık bir hikaye.
Bilemedin Mart ya da Nisan aylarında Kartal çıkar Arena'ya… Sanırım şampiyonluk mücadelesinin en kritik olduğu haftalarda Vodafone Arena'ya çıkmak Beşiktaş için ayrı bir doping olacaktır.
Ha gayret, çoğu gitti, azı kaldı, dünyanın en güzel yerinde, en özel stadı bitti, bitiyor…
2016'ya hazırlanmak
A Milli Takım, Katar'ın ardından Yunanistan karşısında kendini test edecek. Bu hazırlık maçları hem Arda gibi maç eksiği fazla olan oyuncuların açığı kapatmaları açısından, hem de yeni oyuncuların adapte olmalarını kolaylaştırdığı için çok önemli. Fatih hoca 2016'ya damga vurmak, Türkiye'nin adından ciddi anlamda söz ettirmek için kararlı görünüyor. Hoca sıradan bir hazırlık maçında bile kenarda yerinde duramıyor, hep ciddi, hep disiplinli. Katar maçında görüntü aynen böyleydi, Yunanistan karşısında da bir şey değişmeyecektir.
Olması gereken de budur, her rakibi ciddiye alıp, her maçtan maksimum faydayı elde etmek şart. Büyük hedeflere koşacaksak yöntemi budur.
Bazı Beşiktaşlılar ayrıcalıklı yani Beyaz, bazıları ise ikinci sınıf Beşiktaşlı (!) yani Siyah'tır, demekle eş değerdir Başkan'ın sözleri… Bu arada unutmadan ben oturmayı kalkmayı bilmeyen bir taraftar görmedim ama oturduğu koltuktan hiç kalkmayan çok başkan gördüm!!!
Takım canavar gibi tam gaz gidiyor, Başkan Orman biraz makul olabilse, biraz eleştiriye tahammül edebilse camia da kenetlenecek belki ama en küçük bir eleştiriye tahammül yok. Kongre sürecinin tüm gerilimini şimdiden yaşıyor adeta Orman. Tüm bunlara gerek yok. Hiç bir Beşiktaşlı stadın bitmesini kıskanmaz ve her Beşiktaşlı kongre üyesi olma hakkına sahiptir, yeterki, gerekli şartları yerine getirsin. O şartlar arasında "Oturmayı, kalkmayı bilmek" şeklinde bir madde olmadığı da aşikardır.
Uzatmayalım, dostluk, barış içinde kenetlenmek, kongreleri bile aynı hava içinde yapmak yakışır Beşiktaş'a.
Eleştiriler karşısında kastı aşan ifadeler kullanıp ortalığı germek ise kimseye bir fayda getirmez. Elbette Beşiktaş kongre yapacak ve elbette aday ya da adaylar çıkacak. Tersi olursa garipsemek gerekir. Dersimiz demokrasiyse önce eleştiriye tahammül etmeyi bilmeliyiz. Gerisi çorap söküğü gibi gelir. Benimki dost tavsiyesi; isteyen gülüp geçsin, isteyen kulağına küpe yapsın
Ozzie'li Beşiktaş'a güvenin
Oğuzhan iki sezon boyunca bizi verem ettikten sonra şimdi tek kelimeyle döktürüyor. Hem de ne döktürmek. Müthiş bilekler, inanılmaz bir oyun zekasıyla Beşiktaş'ın gücüne güç katıyor.
Ozzie'yi izlemek büyük keyif, yıllarca Şifo Mehmet ve Sergen Yalçın bize bu keyfi yaşatmıştı. Şimdi Oğuzhan o rolü üstlendi. 35 yıldır bu meslekteyim, şunu rahatlıkla söyleyebilirim, Şifo, Sergen dönemleri Beşiktaş çok şampiyonluklar kazandı.
Şimdi o ayarda bir başka isim varsa siyah-beyazlı taraftarlar şampiyonluk için eşe-dosta karşı iddialı söylemlerde bulunabilirler. Bu takım,
bu güveni veriyor.
Güneş ilk sırada!
Şenol Güneş bu ülke futbolunun kılcal damarlarını bilen, hiç bir konuda risk almaktan çekinmeyen, futbolun dertlerini kendine dert edinen gerçek bir cesuryürek. Ne şike konusunda sustu, ne yabancı sayısında, inandığı neyse onu söyledi. Bu ülke futbolu sayesinde dünyalıklarını bir kaç kez yapan bazıları ise hiç bir önemli konuda tek kelime etmeyerek kafalarını kuma gömmeye devam ediyorlar. İşlerine gelen hakem hataları varsa o konuda konuşmazlar, sistem lehlerine çalışıyorsa gıkları çıkmaz… O nedenle bir sıralama yapınca ben Şenol Güneş'i en başa yazıyorum.
Hem de gururla.
İsmail'deki değişim
İki büyük sakatlığı bir yıla sığdırdıktan sonra formaya hasret kalan İsmail Köybaşı yavaş yavaş kendine gelmeye başladı. Hem Beşiktaş'ta, hem de A Milli Takım'da eski günlerine dönme gayretinde olan ve formanın hakkını vermek isteyen bir İsmail izliyoruz.
Hoşumuza gidiyor, takdir ediyoruz.
Bravo İsmail, hiç bozmadan aynen böyle devam.
Çabuk bir stoper!
Beşiktaş rakip ayırmadan kendi oyununu oynamaya çalışan bir ekip. Sahayı dengeli paylaşan, orta alanda bol pas yapan, ön bölgede ise öldürücü paslaşmalarla sonuç alıyorlar. Aksayan tek yer savunma.
Rhodolfo ağır, Ersan da öyle. Lig, Kupa, Avrupa gibi üç zorlu maratonda bu bölgeye takviye yapmak şart. İyi bir stoper bulunmalı ve bu stoper mutlaka çabuk bir oyuncu olmalı.
Hızlı değil çabuk diyerek altını bir kez daha çizmek istiyorum.
Hız Ersan'da da var ama kendi ekseni etrafında dönmesi bile üç gün sürüyor.
O nedenle çabuk bir sol stoper çabucak alınmalı!
Muhteşem Vodafone
Ve sonunda çatı kalktı, artık Vodafone Arena inşaatında tünelin ucu görünüyor çok şükür. Beşiktaş taraftarı kendi tribünlerinde maç izlemeye hasret kaldı. Zemin çalışmalarını da engelleyen çatı konusunun en zorlu bölümü halloldu, kapatılması da tamamlanınca geriye kalır 3 aylık bir hikaye.
Bilemedin Mart ya da Nisan aylarında Kartal çıkar Arena'ya… Sanırım şampiyonluk mücadelesinin en kritik olduğu haftalarda Vodafone Arena'ya çıkmak Beşiktaş için ayrı bir doping olacaktır.
Ha gayret, çoğu gitti, azı kaldı, dünyanın en güzel yerinde, en özel stadı bitti, bitiyor…
2016'ya hazırlanmak
A Milli Takım, Katar'ın ardından Yunanistan karşısında kendini test edecek. Bu hazırlık maçları hem Arda gibi maç eksiği fazla olan oyuncuların açığı kapatmaları açısından, hem de yeni oyuncuların adapte olmalarını kolaylaştırdığı için çok önemli. Fatih hoca 2016'ya damga vurmak, Türkiye'nin adından ciddi anlamda söz ettirmek için kararlı görünüyor. Hoca sıradan bir hazırlık maçında bile kenarda yerinde duramıyor, hep ciddi, hep disiplinli. Katar maçında görüntü aynen böyleydi, Yunanistan karşısında da bir şey değişmeyecektir.
Olması gereken de budur, her rakibi ciddiye alıp, her maçtan maksimum faydayı elde etmek şart. Büyük hedeflere koşacaksak yöntemi budur.