Vira bismillah
Milli Takım patronu Terim'in dediği gibi bu maçın en önemli tarafı, milletçe Kosova'nın yanında olduğumuzu göstermekti. Tarihe not düştük, bir çok ortak yanımız olan Kosovalı kardeşlerimizle meşin topun etrafında buluştuk, dostluğumuz pekiştirdik.
İşin yeşil çim tarafına gelince, Terim, Türk futbolunda gerekli olan devrim için arayışlarını sürdürüyor. Kosova, İrlanda ve ABD'yi kapsayan kampın anlamı bu. Beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra ortadan kaybolan ama daha sonra büyük bir gayretle kardelen gibi ortaya çıkan Aydın Karabulut, Terim'in görmek istediği oyunculardan sadece biri. İshak Doğan, Uğur Demirok, Tarık Çamdal, Ozan Tufan, Turgut Doğan Şahin, Bilal Kısa, Ahmet İlhan, Adem Büyük, Terim'in kafasında yer bulma ihtimali olan diğer isimler. Şüphesiz ki Fatih hoca bu oyuncuların özel maçlardaki performanslarına bakmakla yetinmeyip, kafasındaki sisteme uygun olup olmadıklarını, dahası potansiyellerini tartıya koyacak.
Duyarlı bir Milli Takım
Bu bakışla ilk hazırlık maçımızda, iyi yardımlaşan, oyun disiplinine bağlı kalan ve attıkları gollerden sonra da 'Soma'yı hatırlayıp, hatırlatan duyarlı bir milli takım izledik diyebiliriz. Terim, teknik adamın istediğini yapabilecek oyun zekasına ve yeteneğe sahip oyuncular sever. Bu kadroyu belirlerken de yeni isimleri bu kriterlere göre seçtiği çok belli. Sürekli topun arkasında olan takım istiyor.
Sonuç olarak yeni bir havaya kavuşan Milli Takım'da işler iyi gidiyor. Bunu, tarihinde ikinci milli maçına çıkan dost ve kardeş Kosova karşısında alınan farklı galibiyet değil, oyuncuların sahadaki ciddiyetleri, lig yorgunluğuna rağmen sezonun ilk maçını oynarmış gibi istekli oluşları söyletiyor bana. Fatih Terim'in takımları da böyle olur zaten.
Nice 100 maçlara hocam.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.