İsyana fren, umuda gaz!

Maçtan önceki basın toplantısında son yılların en yorgun Fatih Terim'ini görünce Galatasaray'da çok kısa süreye sığdırılan "Vefasızlık" operasyonunun hocayı çok derinden sarstığını fark ettim.
Canı gibi sevip, 6 şampiyonluk yaşattığı camiadan gönderiliş şekli ne hocanın hak ettiği ne de Galatasaray'a yakışan bir şeydi.
Hoca öfke-sabır arasında mekik dokurken şu milli sınavları hayırlısıyla bir geçsek de hesaplaşma günü gelip çatsa durumlarındaydı.
İnsan çevresine baktığında, kendi penceresinden vefasızlık, ihanet ve belki de kalleşlik diye tanımlayabileceği bir şeyler görüyorsa bu duruma gelmesi normaldi. İyi
motive edilmişti
Fatih Terim, ruh halini takıma yansıtmamak için elinden geleni yapmış, isyanını frenleyip umudun gazına basmayı bilmişti.
Öğrencilerini bu zor maça iyi motive ettiği belliydi. Karşılaşmanın hemen başında Burak Yılmaz karşı karşıya kalıp da golü kaçırınca ben rahatladım!
Andorra ve Romanya maçlarında da aynı golü kaçırmış ve biz ikisini de kazanmıştık.
Gülmeyin, benim totemim de bu ne yapabilirim!
Milliler ilk dakikadan itibaren gitmek mi zor, kalmak mı havasındaydılar.
Öne çıkarken arkayı kollamak, geri dönerken rakibi eksik yakalayacak bir kontratak planlamak zorundaydılar.
Caner Erkin ve Arda Turan başta hepsi canla, başla savaştılar. O derece ki; taca çıkacağı belli bir boş topu kovalayan Arda Turan nefes nefese kalıp Fatih Terim'in dizinin dibine çöktü kaldı, orada soluklandı.
Fatih Terim yüreğini çimlere seren oyuncusunun başını okşadı.
Güzel resimdi ve takımdaki teknik adam futbolcu ilişkisini iyi anlatıyordu.
Topa sahiptik, savunma ağırlıklı ön libero Mehmet Topal görevini çok iyi yapıyor, rakibin kontrollü gelmesini önlüyordu.
Cesur bir 11 sahada
Arkasındaki stoperler Semih Kaya ve Ömer risk almadan oynarken iki kanat oyuncumuz Gökhan Gönül ve Caner Erkin yüreklerinde motor varmışçasına hücumu zorluyorlardı.
Böyle bir zorlamada Caner bin diken arasından sıyrıldı, gül gibi bir orta yaptı, Umut Bulut'un kafasıyla dünyalar bizim oldu...
Fatih Terim cesur bir 11 sürdü sahaya. Yerine göre 7-8 oyuncuyla hücum ettik.
Buna rağmen özgüveni artıracak ikinci golü ilk 45'te bulamadık ama ikinci yarıda da pek beklemedik bu sevinç için.
Gökhan Töre'nin nefis pasıyla buluşan Burak Yılmaz, bu kez köşeye bıraktı topu ve rahatlattı cümlemizi.
Şimdi sırada nasipse 'Portakal'ı sıkmak ve çifte bayram yapmak var. Ardından böyle bir maçın arifesinde Fatih Terim için eleman muhabbeti yapanların canını sıkmaya gelecek sıra.
FİNAL: Öpüldünüz çocuklar, yüreğinize sağlık.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.