Gana Gana içtik!
Bir Olimpiyat Stadımız var, ama ne stat! Usain Bolt rüzgarı arkasına alsa Ferrari'yi sollar, rüzgara karşı koşarsa kağnıya geçilir.
O derece yani.
Galatasaray gitti isyan etti, Beşiktaş'ın hiç gidesi yok. Milli Takım sekiz yılda bir gidiyor!
Ve hâlâ "Bu stadı yapanların acelesi neydi, örtmek istedikleri bir şey mi vardı?" diye soran yok.
Neyse ucubemizi bir yana bırakıp gelelim milli maça.
Abdullah hoca Gana karşısında moral aradı aslında.
Aradığını da buldu. Düne kadar hepimizi şaşırtan denemeler yapan Avcı bu kez macera aramadı; milli forma altında, ilk 11'de bir çok kez buluşanların ağırlıkta olduğu bir kadro sürdü sahaya. İyi de yaptı.
Armut dersek çıkma
İlk yarıda özlediğimiz bir takım vardı sahada.
Savunmada boşluk bırakmayan, ortada basan ve önde vurduğunu gol yapan bir takımdı bu.
İki golü de bu güzel havayla bulduk. Olimpiyat ucubesini bile unuttuk hani.
Sonra ne olduysa o takım gitti, maç bitse de gitsek havasında oynayan "diğer" takım geldi.
Biz de "o kötü takımı kaybettik" diye seviniyorduk, meğerse saklanmış, ikinci yarı ortaya çıkıverdi! Oysa biz, "elma dersek çık, armut dersek çıkma" demiştik.
Kim armut dediyse artık!
Yine de Kaf Dağı'nın ardındaki umutların peşine düşecek kadar keyiflendik dün gece.
Allah bozmasın. Bir de bakmışsın ilk 45'teki gibi oynayıp Romanya'yı devirmişiz… Olur mu olur!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.