Beşiktaş iyi takım
Fatih Sultan Mehmet gemilerin karadan yürütüleceğini söylerken, "İmkanın sınırını görmek için imkansızı denemek lazım" der ve deneyip başarır. Beşiktaş'ın bu sezon yapması gereken bu; imkanının sınırlarını gerçek anlamda görebilmek için imkansızı denemek.
Fikstür zor deniyor, kimin kolay ki? Takım hazır değilmiş, kim hazır ki; Galatasaray mı, Fenerbahçe mi, Trabzonspor mu, Bursaspor mu? Her takımın kendine göre sorunları var ve ligin ilk haftalarında bu problemler beklenmedik sonuçlar doğurabilir. Önemli olan sorunları tam çözemeseniz dahi geçiş sürecini en az kayıpla atlatmaktır.
Geçen sezonki Beşiktaş'ı hatırlayın; ilk 8 haftada önüne gelene puan dağıtmasına rağmen Trabzonspor beraberliği ile başlayan çıkış sonrası kalan dokuz haftada ilk yarıyı liderin sadece iki puan gerisinde tamamlamıştı.
O nedenle iyi başlamaktan daha önemli olan her hafta üzerine koyan, her maç, takım olmaya daha çok yaklaşan bir ekip haline gelebilmektir.
Beşiktaş'ın iskeletine bakınca sağlam bir takım görüyorum:
Tolga, Cenk, Sivok, Franco, Toraman, Atiba, Veli, Necip, Fernandes, Muhammed, Oğuzhan, Olcay, Pektemek, Enaramo… Savunmanın solu arızalı, ortanın sağı da öyle. Ön taraf da henüz tam verimli olmasa da Holosko ve Enaramo'nun gelişiyle bazı şeyler düzelecektir.
O nedenle sevgili Beşiktaşlılar, siz art niyetlerini satır aralarına saklayanları boş verip bu tecrübeye güvenin.
Beşiktaş iyi takım ve çok daha iyi olacak inşallah. Kim şampiyon olur bilemem ama bu Beşiktaş şampiyonluğu sonuna kadar kovalar onu biliyorum.
Yeni sezonun, futbol ailesinin fertleri olarak hepimize güzellikler getirmesini diliyorum.
Herkesin şansı bol olsun.
O, gerçek bir yıldız
Bilic yönetiminde kendine gelen Muhammed Demirci bu sezon görev almaya hazır.
Hazırlık maçlarında yeterli özgüvene kavuştu. Şimdi resmi maçlarda aynı noktaya gelmesi için doğru adımları atmak şart. Muhammed çok yetenekli ve Beşiktaş'a yıllarca hizmet edecektir. Bilic bu genç adamı bir proje olarak görür ve o hassasiyetle doğru zamanda, doğru yerde kullanırsa; evvel Allah Türk futbolu yeni bir yıldızın doğuşuna şahit olacaktır. Bundan hiç şüpheniz olmasın.
Fernandes ayıp ediyor
Beşiktaş taraftarı, Manuel Fernandes'e yüreğini açtı, başına taç yaptı. Yönetim her türlü fedakarlıkla onu kulüpte tutmaya çalışıyor fakat Portekizli oralı bile değil. Dahası Mendes'in Beşiktaş'a kurmaya çalıştığı tuzaklara alet oluyor.
Yönetim Manuel'i gözden çıkarsa taraftar isyan eder, kıyamet kopar… Menajer Mendes de bunu biliyor ve bu durumu insafsızca kullanıyor.
Figer'in Nobre'de yaptığı çirkinliği, Mendes burada yapıyor. Mendes'i bilmem fakat Fernandes ayıp ediyor!
Bu gidişle sabır taşı çatlar ve başkan Orman, "Nereye gidersen git!" diyebilir.
Uyarması benden.
Önder Özen ya sabır!
Amerikalılar; "Birleşmek başlangıç, birliği sürdürmek gelişme, birlikte çalışmak başarıdır" derler.
Kurumsallaşma anlamında önemli adımlar atan Beşiktaş bu noktada büyük bir sınav vermektedir.
Malum büyük kulüplerde sistem kurmak, ilkeli davranmak, yöneticilerin yaptıkları kontrolsüz açıklamalara karşı kendi sınırlarınızı korumak, 'kambur feleğe dik durmasını öğretmek' kadar zor bir iştir. Önder Özen de Beşiktaş'ta bu zorlukları yaşıyor.
Dik durur ve sınırlarını korursa başarılı olacaktır, taviz verdiği anda derdi bir iken bin olacaktır. Haberi ola!
Bravo Emre
Emre'nin Süper Kupa öncesi yaptığı açıklamalar on numara! Maç sonrası rakiplerini tek tek kutlaması ise şapka çıkarılacak cinsten. Birkaç fanatik F.Bahçeli ona kızabilirler ama böyle bir Emre, taraflı-tarafsız herkesin gönlünde yer edinir. Doğru yoldasın Emre kardeşim, maziyi unutturup çocuklarımıza örnek göstereceğimiz bir Emre olabilirsin, asla vazgeçme. Gözlerinden öperim.
SÜPER KUPA SÜPERDi
İtiraf etmeliyim ki TFF, Süper Kupa'da harika bir organizasyona imza attı. Biliyorum "Madalyaları bile karıştırdılar" diyeceksiniz ve işin geyik tarafına bayılırsınız. Ben de bayılırım. Ancak yakın ara ile kaybettiğimiz futbolumuzun efsaneleri Nazmi Bilge ve Selçuk Yula dahi unutulmadı. İki başkan da (Araları uzak kalsa da) tribünde yerlerini aldılar. Başarılı pazarlamayla reklam gelirleri katlanınca kulüplerin kazançları üç kat arttı. atv de bu görkemi tüm güzelliğiyle yansıttı. Özetle; Süper Kupa, süperdi!
SPiKER YARDIMCISI MI, YORUMCU MU?
Yıllarca etliye-sütlüye karışmayan yorumculara alışan futbolseverler için başta ben olmak üzere insiyatif alarak iddialı konuşanlar ters geliyor. Sevgili dostlarım Levent Tüzemen ve Gürcan Bilgiç için de bu söylediklerim geçerli. Süper Kupa'da bilgilerine güvenip detaylı analizler yaptılar. Olması gereken budur. Suya, sabuna dokunmayandan yorumcu olmaz; olsa olsa spiker yardımcısı olur!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.