Beşiktaşlı'sın oğlum!

Nasıl bazı kulüplere yalakalık yapmak için yarışanlar varsa, Beşiktaş'ta da kazık atma yarışı var!
Diyeceksiniz ki, kim kazık atıyor?
Yahu kim atmamış ki, kim atmıyor ki?
Sekiz yıl bu kulübü yöneten başkanın arkasında bıraktığı miras malum. Aynı başkanın Fenerbahçe'yi kurtarmak için gösterdiği çaba da ortada.
Peki bu nedir?
İpleri Aziz Yıldırım'ın elinde olduğu tapelerde ortaya çıkan bazıları hiç utanmadan hâlâ Beşiktaşlı'yım masalı anlatıp medyada boy göstermelerine ne demeli!?
Ya bu dar günde kaçıp gidenler?
Ve onların tuzağına düşüp "Başkan haklı, yok falanca haklı" bölünmesine hazır olanlar.
Oysa kimin haklı olduğu değil, bu zor günde Beşiktaş'ın derdine kimin derman olduğudur asıl mesele.
Herkes unuttu galiba, aslolan Beşiktaş'tır.
Öyleyse hatırlatalım. Hatırlatalım ki, zincirleri Aziz Yıldırım'ın elinde olanlar bir daha bu kulübün önünden geçemesinler; korkaklar, pısırıklar da öyle.
Maske takmış alçaklar
Rudyar Kiplg'in "Eğer'i" böyle bir hatırlatma için biçilmiş kaftan gibi... İşte o müthiş şiirin mutevazı uyarlaması:
Eğer...
Bütün etrafındakiler panik içine düştüğü ve bunun sebebini senden bildikleri zaman eğer sen kafanı dik tutabilir ve itidalini kaybetmezsen...
Kimse sana güvenmezken sen kendine güvenebilir ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen...
Eğer, beklemesini bilir ve beklemekten yorulmazsan...
Veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen...
Eğer, hayal kurabilir ve hayallerine esir olmazsan...
Eğer, zafer ve yenilgi ile karşılaşır ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen...
Acıların manşetlere çıkarken üç kupalı zaferlerin tek sütuna sığdırılırken, sen buna katlanabiliyorsan.
Ağzından çıkan gerçeklerin, başka renklere hizmet eden ama Beşiktaşlı maskesi takmış bazı alçaklar tarafından, ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen...
Duruşunu bozmamak
Ömrünü verdiğin Beşiktaşlılığının bir gün başının üzerine yıkıldığını görürsen ve tüm moral bozukluğuna rağmen yalnızca kendine tutunup tekrar ayağa kalkabilirsen...
Eğer, "bütün kazancını" bir yığın yapabilir ve sonra bir yazıtura oyununda hepsini kaybetmeyi göze alabilirsen...
Ve kaybedip yeni baştan başlayabilir ve Beşiktaşlı duruşunu koruyup kaybın hakkında bir kelimecik olsun bir tek şey söylemezsen...
Dost bildiklerin düşman, hatta hain çıktığında buna katlanabilir ve kendinde onlara "dayan" diyen bir iradeden başka bir şey kalmadığı zaman dayanabilirsen...
Eğer, kalabalıklarda konuşup sana yapılan haksızlıklara rağmen faziletini koruyabilirsen...
Eğer, ne düşmanların ne de sevgili dostların (!) seni incitemezse...
Sen Beşiktaşlı'sındır oğlum!