Sonuna kadar
- Turgay Demir Yazıları
- 02 Ocak 2012, 21:25:41
Kartal'ın kadro kalitesi rakiplerinin çok üzerinde. Buna rağmen ilk bölümü lider bitiremediyse bunun çeşitli sebepleri var. Emanetçi teknik adam handikapı en önemli nedenlerden biriydi.
Öncelikle bu sorun ortadan kalktı.
Artak Carvalhal çok daha rahat.
Üstelik her konuda yardım alabileceği bir Tayfur Havutçu da devreye girmiş durumda. Bu nedenle Beşiktaşlılar ligin ikinci yarısına çok daha umutlu bakabilirler.
Üç kulvarda yoluna devam eden Beşiktaş'ın hedefleri büyük. Üstelik bu hedefleri kovalamaya uygun kadrosu da var. Geriye kalıyor taraftar desteği.
Beşiktaş'ın bu konuda sıkıntı yaşamayacağı da aşikar. Yılların Ferguson'unun da altını çizdiği gibi dünyanın en etkili taraftarı İnönü'de. Hal böyle olunca çok büyük şanssızlıklar yaşanmaması halinde Kartal'ın üç kulvarda sınırları zorlaması normal sonuç olur.
Lig, kupa ve Avrupa hedeflerinin hepsi birbirinden önemli. Yıldızlar topluluğu Beşiktaş'a düşen bu üç hedefte de zirveyi zorlayıp tarih yazmaktır.
Diyeceksiniz ki 'Lig ve kupayı anladık da Avrupa'da tarih yazmak kolay mı?' Braga ya da diğerlerine bakın, UEFA Avrupa Ligi'nde başarıya ulaşanlar hep kendi sınırlarını zorlayanlardır. Beşiktaş da zorlamalı. Hem de sonuna kadar.
GİDEN OLURSA...
Beşiktaş taraftarı her fırsatta "Transfer yok mu?" diye soruyor? Oysa Ersan ve Bebe beklendiği gibi dönerlerse transfer falan gerekmez. Bu arada giden olursa orası ayrı konu. Misal Holosko gönderildiği taktirde orta sahaya bir takviye yapmak gerekir.
Takviye de doğru şekilde yapılmalı.
Laf ola beri gele alınan oyunculardan fayda değil zarar geldiği tecrübeyle sabittir.
AKILCI ORTAKLIKLAR
Atletico Madrid ve Beşiktaş öncülüğünde başlayan G8 girişimi olumlu sonuçlar doğurursa diğer kulüplerin de önümüzdeki yıllarda benzer ortaklıklara gitmeleri kaçınılmaz olacaktır. Futbol piyasasındaki rakamlar artık her kubülün boyunu aşıyor. Dolayısıyla ülke sınırları dışında akılcı ortaklıklar yapmak, keyfiyet değil bir zorunluluktur.
SPOR HUKUKU FARKI!
"Ben şike yaptım!" dersen spor hukukuna bu itiraf yeter ama ceza hukukuna yetmez! Bir kişi gidip tüm suçları üstlense dahi mahkeme delile bakar. Kararını da delile göre verir.
O nedenle şike konusunda mahkemenin "var demesi" şikenin var olduğu anlamına gelse bile "yok demesi", her zaman şike olmadığı anlamına gelmeyebilir.
Çünkü olan şikeyi kanıtlamak için deliller yetersiz kalmış olabilir.
Dolayısıyla birilerinin söylediği gibi spor hukuku mahkeme kararı beklemek zorunda değildir.
Mahkeme "Delil yetersiz şike yok" dese dahi spor hukuku kendi dinamikleriyle "Şike var!" diyebilir. Elmalarla armutları karıştırmamak gerek.
KUPAYA 'A' KALİTE
Türkiye Kupası maçları atv ve A Haber'de, yani bizim grupta. Yeni bir heyecana hazır olalım.
Çünkü kupa özüne döndü, artık grup falan yok. Tek maçta her şey bitecek. Kupa dediğin böyle olmalıdır zaten.
Çünkü heyecanı artıran bu tek maçlardır. O nedenle atv ve A Haber ekranlarına kilitlenmeye hazır olun. Yeni statü her türlü sürprize gebe. İşin güzel tarafı da bu değil mi zaten?
YÜREK İSTER
Bir suçun her şekline aynı cezanın verilmesi mantıklı değil. Bizim 58. madde bu açıdan arızalı. O nedenle 'değişmeli' diyenlerdenim. Ancak kritik konu şike yapanın küme düşmesi bölümünün aynen kalmasıdır. Sanırım yapılması beklenen düzenleme de böyle bir şey. Öte yandan genel kurulda bir defaya mahsus şike yapanların küme düşmemesi için bir düzenleme yapılabileceği söyleniyor. Bence o önergeyi vermek yürek ister. Bakalım kimin yüreği yetecek!
25 MİLYON YALANI
Nüfus yaklaşık 50 milyon. En büyük spor gazetesi Marca'nın traji 2 milyon. Spor gazetelerinin toplam tirajı 6 milyon.
Buna rağmen en koyu Barcelona'lıya sorun size birkaç yüz bin taraftarları olduğunu söyleyecektir, en koyu Real'li de öyle. Üstelik bu iki takımın ünleri tüm dünyayı sarmış iken durum böyledir. Öte yandan 70 milyonluk ülkede spor gazetelerimizin toplam tirajı yarım milyona zor ulaşırken bazıları hala 25 milyon Fenerli, G.Saraylı, Beşiktaşlı masalı anlatıyorlar.
Ya bu rakam yalan, ya da bu 75 milyon okuma yazma bilmiyor!
BARÇA OLSA FARK ETMEZ
Bizim futbolumuzun temel problemi yerli teknik adamlarımızın büyük bölümünün Yunanistan'ın Avrupa Şampiyonluğu'nu kazandığı kafa yapısına sahip olmaları.
Yapmayı değil bozmayı hedefliyorlar. Özellikle orta sıra takımlarımızın startejileri bu yönde. O nedenle dört büyükler değil Barça olsa bu ligde tökezleyebilir. Dolayısıyla ikinci yarıda her türlü olasılık mümkün. Henüz ligden kopan da yok, alıp başını giden de.