Teşekkürler İsrail!

İsrail polisi, gazetecilere 45 dakikalık zulüm yapıyor, Beşiktaş'ın malzemecilerine aynı uygulamayı layık görüyor ama gelin görün ki Beşiktaş yönetimi İsrail'e teşekkür ediyor. Niye?
Çünkü futbolcu ve ve yöneticilere zulüm yapılmamış.
Yani malzemeciler kafileden değil, gazeteciler hiç değil zaten.
Teşekkürler İsrail, bize bazılarının gerçek yüzünü daha iyi gösterdiğin için.
Öbür taraftan Tel Aviv Havaalanı'nda yaşadıklarımız daha önce İsrail'e giden herkese tanıdık geldi! Bu nedenle benim tepkime şaşırdıklarını söylüyorlar. Çünkü yaşadıklarımı ülkeme duyurdum, yetmedi TSYD'de dilekçeyle başvuru yaptım. UEFA haberdar edilmelidir!
Peki neden bunları yapıyorum!
Çünkü adamların tavrı zoruma gitti. Bir güvenlik meselesi değildi bu, zulümdü.
Güvenlik meselesi olsa adam alır pasaportlarımızı gider araştırmasını yapar, bizi arartarar, bir terslik varsa gereğini yapar ya da 'buyurun devam edin' der. Dünyanın her yerinde prosedür böyledir.
İsrail polisinin yaptığı ise bambaşka bir şey.

KAFA BULUYORLAR
Herifçooğlu aklı sıra sizinle kafa buluyor. Üç dakika arayla, sürekli değişen güvenlik elemanı karşınıza geliyor, pasaportunuzu açıyor, 'Neden geldin, ne iş yapıyorsun, gazeteci kimliğini göster, Kudüs'e gittin mi' gibi soruları 40-45 dakika içinde yaklaşık on kez soruyor.
Her vedası da anlamlı, "One minute!" deyip gidiyor beyzade.
Sen kölesin ya gıkını çıkarmadan bekleyeceksin!
Belki başkası bekler ama ben bir yerden sonra patladım. O zaman başladılar ilgi göstermeye.
Meğerse adam Kemal Sunal'ın patakladığı mazlum misali canı fırça istiyormuş! "Türkilizce" fırçadan sonra işler düzeldi. Arkadaş sen desene ben fırça istiyorum, ne diye uğraştırıyorsun milleti.
Her neyse, TSYD bilgi verince UEFA bu konuda nasıl bir geri dönüş yapacak çok merak ediyorum. Dönerlerse onu da sizlerle paylaşırım.