Kırık Kalpler Müzesi
- Turgay Demir Yazıları
- 18 Kasım 2011, 00:06:17
Önceki gün müzeyi geziyoruz.
Levent Tüzemen, "Bir Hiddink fotoğrafı koyup altına, kalbimizi kırdı yazmalıyız" diyor. Büyük çoğunluk onaylıyor.
Mehmet hoca (Altan) parlemento binasının önünde "Bu ne biçim parlemento (!), etrafında hiç asker yok!" diyor.
Askersiz parlemento olur mu!?
Rıdvan Akar'la kısa bir Beşiktaş muhabbeti yapıyoruz o sırada Kırık Kalpler Müzesi'nde (Kabaca herkesin hüzünlü aşkıyla ilgili bir eşya bıraktığı müze) kocaman silgiler dikkatimizi çekiyor.
Soruyoruz bu nedir diye, "Geçmişteki kötü anıları silen bir silgi bu!" deniyor. "O zaman bizim federasyona bir tane hediye etmeliyiz" diyorum. Çünkü geçen sezonu silmek için tam da böyle bir şeye ihtiyaçları var!
Bu arada Aybars Hünalp müzede asılı bir Galatasaray T-Shirtünü gösterip "Derwall bırakmış" diyerek Tüzemen'e olta atıyor.
Tüzemen, üzerinde "çok uzun ve acıydı, 6 Eylül 2002" notu bulunan kırık kalp hikayesini bir yere oturtamıyor.
Allah'tan ben varım! Kendimi seveyim!
Hemen çözdüm işi; 6 Kasım'da yaşanacaklar iki ay önce birinin içine doğmuş. Başka ne ola ki!? Di mi ama!
Tarafsız Fenerbahçeli atv Genel Yayın Yönetmeni Oskay Alptürk nedense (!) hemen onaylıyor bu tezimi!
Geyik sınırsızdı vesselam...
Futbol hüsranı hariç keyifliydi Zagreb muhabbetleri. Son gün katıldığımız Ülker turu da ayrı bir güzellikti.
Teşekkürler Zuhal Şeker ve teşekkürler Mehmet Uçan...
AVCI İLE DEĞİŞİM MÜMKÜN
Bulunduğu yere tırnaklarıyla kazıyıp gelen bir teknik adam olan Abdullah Avcı Türk futbolunun tüm sorunlarını da yaşayarak öğrenenlerden.
O nedenle doğru bir anlaşmayla uzun vadeli olarak göreve gelir ve kısa vadede sonuç baskısı yaratılmazsa Türk futboluna önemli hizmetler verebilir.
Bu sayede belki de ilk kez kendi ekolümüzü oluşturmanın peşine dahi düşebiliriz.
Neden olmasın?
GURBET KUŞU UÇAR
Sadece Hollandalı teknik adam Guus Hiddink değil, bir çok futbolcunun da Milli Takım'la işi bitti bence.
Gönül kırmamak için isim vermeyeceğim ama bazılarının miadı doldu. Artık doğru mentaliteyle yetişen gurbetçilerin ağırlıklı olduğu bir milli takım oluşturmak zorundayız. Çünkü bazı yerli oyunculara profesyonelliğin sadece para için oynamak olmadığını anlatmak kolay olmuyor.
DERBİYE ÇAKIR
MHK yakında çamaşır, bulaşık, temizlik işlerini falan da Cüneyt Çakır'a yaptıracak.
Ne zaman başı sıkışsa, sığınacakları iki limandan biri olan Çakır'ı görevlendirip işin içinden sıyrılıyorlar. Derbiye de Çakır'ı verdiler. Bildiğim kadarıyla Cüneyt önümüzdeki hafta da Şampiyonlar Ligi'nde görev alacak. Umalım ki kafası o maça takılıp da derbide sıkıntıya düşmesin.
Dilerim hakem şansı yanında olur ve iyi bir maç yönetir.
DEMİRÖREN BAĞIŞLAR MI?
Birilerinin çingene dediği, adam gibi adam Lucescu giderken 2 milyon dolardan vazgeçti. Schuster'in ne kendisi tazminat aldı, ne de yardımcıları.
Guti, 1 milyon 400 bin euro bırakıp gitti. Acaba Demirören de günü geldiğinde giderken Guti ya da diğerleri kadar cömert olabilecek mi? Bunu gerçekten merak ediyorum.
LUGANO BİZİM HAKEMLERİ ÖZLEMİŞTİR
PSG forması altında mutsuz olan Lugano yedek kalınca Fenerbahçe'yi özlemeye başlamış.
Bence Türk hakemlerini özlemiştir. Burada rakiplere tekme-tokat girmesine rağmen sarı kart bile göstermeyen bizim hakemleri özlemiştir.
El oğlu bakmadı gözünün yaşına tabii. Ne de olsa Avrupa'da hakemler var. Orada futbol oynamak yerine karate yaparsan önce "gaddar" damgası yersin sonra da kulübeye oturursun.
BEŞİKTAŞ KAZANIR!
Derbilerin sonucunu bilmek mümkün değil, bunlar Türk futbolunun UFO'larıdır! Şeytanın bile aklı ermez bir derbide neler olabileceğine.
Siz bin türlü hesabı alt alta koyup bir tahmin yaparsınız, hiç hesapta olmayan biri çıkar derbinin kaderini değiştirir.
O nedenle tanımlanamayan futbol oyunlarıdır bizim derbiler. Bakmayın Beşiktaş kazanır dediğime, ben hesapları alt alta koydum öyle dedim ama biri çıkıp tüm hesapları bozabilir!
15 MİLYON EURO'LUK ALKIŞ!
Beşiktaş ekonomik dar boğaza düşünce, kılı kırk yarmaya, tasarruf tedbirleri uygulamaya ve ilginç yöntemlerle kaynak yaratmaya başladı. Sürekli eleştirdiğim Demirören'i bu açıdan da kutluyorum. Muhammed, Atınç, Veli, Necip ve Cenk beşlisinden üçünün yüzde elli hakkını 15 milyon euro'ya devrettiler.
Bu akıllıca bir alış veriş. Şu anda adı geçenlerin hiç birinin yüzde ellisini 5 milyon euro'ya satamazsın.
İleride belki daha fazla ederler ama para bugün lazım. Malum "Zamanında gelmeyen on para, beş para etmez" derler.
O nedenle yönetimin bu girişimini destekliyorum.