Gururlandık!

Milli takımımızın Avrupa Kupası'nın şampiyon adayı Avusturya'yı yenerek büyük bir başarı elde etti.
Çeyrek finalde Hollanda ile karşılaşacak olmamızda bir futbol adamı olarak bence şans.
Hollanda'yı da yenebiliriz.
Uzun bir zamandan sonra bütün Türkiye ve Avrupa'da yaşayan Türkler ayağı kalktı.
Gurulandık hep birlikte.
Sabaha kadar kutlamalar devam etti. Tüm emeği geçenleri kutlarım.
Dikkatimi çeken Montella kadro seçiminde yerden yere vuruldu.
Özellikle sosyal medyada bir takım spor yorumcuları tarafından çok büyük tenkitler oldu.
Ama bu maçta ki özellikle son yarım saatte 3-5-2 ye dönerek, bilhassa Mert ve Ferdi ile Avusturya hücumlarında defansı beşleyerek müthiş bir maç çıkardılar.
H H H
Hocanın aldığı bu taktik kararı çok doğruydu.
Şimdi Montella'yı alkışlamak lazım.
Ama özellikle kalemizde Mert devleşti muhteşem kurtarışlar yaptı.
Merih, Kaan ve diğerleri müthiş bir performans sergiledi.
Fakat dikkatimi çeken Çek Cumhuriyeti maçında ve bu son maçta özellikle son dakikalarda adele çekilmeleri, kramplar görüldü.
Bunu mutlaka kulüplerimizin sağlık bölümleri dikkatle izlemiştir.
Niye böyle olduğunun çözümünü de mutlaka bulurlar.
Futbolumuzun çok ileri gitmesi ve böyle başarıların devam etmesi için şimdi size bir tespitimi paylaşacağım.
Merih Demiral HEPINIZIN bildiği gibi Türk futbolunda bilhassa altyapıları çok dikkatli takip ederim.
Uzun yıllardır güzide kulübümüz Fenerbahçe'nin altyapısından A takıma bir oyuncu çıkmadı.
Merih 2011-2016 yılları arasında Fenerbahçe altyapısında yer aldı.
Fenerbahçe Kulübü'nde hiç mi bu futbolcuya dikkat eden olmadı da Merih'in dizginleri menajerlerin eline düştü.
Önce hülle yaparak İtalya'ya Alcanenense takımına götürüldü.
Daha sonra Sporting B takımında oynadıktan sonra kiralık olarak Alanyaspor'a getirip vitrine çıkardılar.
H H H
Sonrasında Juventus'a götürüp daha sonra da büyük transfer bütçeleriyle Arap ülkesine transfer ettiler. Buradaki temel konu şu ki 5-6 yılda böyle bir futbolcuyu neden nasıl kimse görmedi, bu futbolcu Fenerbahçe'nin elinden nasıl kaçtı.
Bu yetenekleri elinde tutmak Türk futbolunun geleceği için önemli.
Bilhassa torpilli hocaların işine son verilerek, Pro lisanslı hocalarla çalışılmalı.
Kulüplerimiz dünya futbolunu tanıyan, kendini yetiştirmiş sportif direktörlerle idare edilmeli.
Yani ana fikir TÜRK FUTBOLUNU, FUTBOLUN İÇİNDEN GELENLER
YÖNETMELİ.
Yoksa bu yetenekleri kulüplerin tespit etmesi, elinde tutması çok zor. Kalın sağlıcakla...