Ayakta alkışlarım
Son 15 yılda futbolcu transferlerine bonservis ücreti olarak tam '1 milyar euro' ödendi.
Bir de futbolcu maaşlarını bunun üstüne koyarsak bu ücret iki katına çıkıyor! Sıkı durun, bu rakam sadece Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'dan çıkan para! Diğer kulüpleri de koyarsak bu rakam '3 milyar euro'ya yaklaşıyor.
Bu kadar büyük maddi fedakarlığa rağmen yurt dışı başarılarımız ise tamamen eksik. Taraftar baskısı, yayıncı kuruluşlar ve tabii ki medyanın büyük bir bölümü bu konuda yanlış bir uygulama içinde. Kulüplere "büyük baskı" yapmaya devam ediyorlar.
Altyapılara ve genç yeteneklere hiçbir şekilde önem verilmiyor.
Futbolcu üretip satamıyoruz. Yönetenlerin de hiç sorumluluğu yok.
Borçlandırıyorlar sonra da ellerini, kollarını sallayarak gidiyorlar.
Her zaman kapı duvar!..
Portekiz ve Hollanda böyle yapmıyor.
Kulüplerin borçlanmasına müsaade etmiyorlar ve üretimi teşvik ediyorlar. Almanya Türk futbolcularına çok önem veriyor. Altyapıları Türk futbolcuları ile dolu. Özetle üretiyorlar. Mesut'lar, Hakan'lar hep bu doğru sistemin ürünü.
Bizde ise son yıllarda bir Arda ve Atınç haricinde altyapıdan yetiştirip ihraç ettiğimiz futbolcu yok. Üstelik 80 milyonluk nüfusumuzun önemli bir çoğunluğu gençler. Ayrıca bu gençler de çok yetenekli. Bunun da yakından ilgilenenlerden biriyim.
Bu karamsar tabloya rağmen fedakarlıklarla alınan yabancı futbolculara milyonlarca euro veriliyor.
Yıllardır söyledim; bu maddi değeri yüksek futbolculara bir yaşam koçu verin, ülkemizi ve yaşantımızı iyice tanıtsınlar.
Bu şekilde de özel hayatlarına çeki düzen versinler. Ama istediğin kadar söyle... Kapı, duvar!
Hiç eğitim almadan!..
Fikret Orman rüyalarımıza giren stat inşaatını tek başına üstlenirken futbolu da kendine bağladığını açıkladı, hayırlısı. Ama bir futbol takımının başarısı sadece transferlerle bitmiyor. Teknik direktör ile yönetim arasında futbolun ilminden gelen, zamanından ve maddiyatından fedakarlık yapacak futbol adamları mutlaka gerekiyor.
Bu insanlar futbol direktörü veya yönetimin içinden gelen futbol dünyasına giren kişiler olabilir. Bu bir tercih meselesi. Gelişmiş futbol ülkelerinde bu konuda uzman kişiler yetiştiriliyor. Bizde ise ya eski futbolcular bu konuda hiç eğitim almadan bu göreve getiriliyor. Ama gözleri teknik direktörün yerinde oluyor. Yani bu hikaye böyle devam edip gidiyor. Ama kalıcı başarılar için hiç de ümit yok.
Fikret Orman'a da stat, mali tablo ve bilhassa futbolun sorumlusu görevlerinde başarılar diliyorum.
Kolektif çalışma sistemine önem vermemesini başarısızlık olursa kimseyi suçlamadan çıkıp mertçe itiraf etmesini beklerim. Başarı gelirse (şampiyonluk) kendisini ayakta alkışlayacağımı da bilmesini isterim. Çünkü kamuoyu bilsin ki Beşiktaş'ın başarısından başka birşey düşünmeyenlerden biriyim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.