Hırs düşmanı

Manchester'da tarihi bir galibiyet elde eden Okan Buruk, sadece üç değişiklikle Antalya deplasmanına çıktı. Tete, Angelino ve Kaan'ın yerlerine, Kazımcan, Ndombele ve Barış ilk onbirdeydi. Nuri Şahin'in derli toplu oynayan takımı dersine iyi çalışmış.

İlk yarıda en etkili kozu İcardi'yi sadece derinlemesine bir pasla buluşturabilen sarı kırmızılılarda en çok aksayan isimler Manchester'da sahaya ilk on bir çıkmayanlardı. Özellikle Barış, kulüp başkanının torpille oynayan yeğeni gibi sırıtıyordu. Buruk, ona her daim sahip çıksa da aşamadığı mental bir engelle karşı karşıya sanki.

Kazımcan ise kontrolsüz faulleri ve sabır sınırlarını çok zorlayan özgüveniyle adeta bir hata makinesi gibiydi. Sezonun üçte biri geride kaldı ama Ndombele hala tam bir maç çıkarmaya hazır değil. İkinci yarının başında oyuna giren Tete, topla ilk buluşmasında İcardi'nin kafasına tam da istediği gibi bir pas attı ve devam eden Galatasaray baskısı tabelayı 0-1'e getirdi. Maçın son yarım saatinde artık Mertens ve Kaan da oyundaydı.

İlerleyen dakikalarda Okan Hoca Kazımcan'a daha fazla dayanamadı ve sahaya Nelsson'u sürdü. Milli maçlar dönüşünde Abdülkerim kuvvetle muhtemel kariyerine sol bek olarak devam edecek gibi duruyor. Şampiyonlar Ligi yorgunluğuyla beraber, diri ve çalışkan rakip Antalyaspor, maça giderek ağırlığını koymuş ve beraberlik golü için iyice hırslanmıştı.

Sahadaki topçusundan, teknik heyetine, yöneticisine, tribünden ve ekrandan izleyen taraftarına kadar tüm Cimbomlular tek farklı galibiyete çoktan razıydı ancak sahneye "hırs düşmanı" İcardi çıktı. Mertens'in nefis pasında yakın çatala yaptığı smaçta, ev sahibi takımın çok beğendiğim kalecisi Leite, o kadar çaresizdi ki...