Yok artık İcardi

Kerem'in golleri, Mertens'in asistleriyle 2-0 öne geçen Galatasaray, üstünlüğünü Abdülkerim'le gelen bir duran top golüyle süsleyerek devre arasına girdiğinde herkes Kopenhag maçını düşünmeye başlamıştı.

Top almakta zorlanan ve bir miktar takatsiz görünen İcardi belli ki devre arasında çıkmak istememişti. Okan Hoca takım içi dengeler yüzünden mi yoksa skora güvenmediğinden mi Şampiyonlar Ligini düşünerek oyuncu değişikliği yapmadı; gerçekten anlayamadım.

Yerini Ziyech'e bırakan Tete'den sonra ilk çıkan, Buruk'un takımdaki en güvendiği temsilcisi Mertens oldu. O ana kadar Samsunspor'un Galatasaraylılara çarparak kaleye giren iki golüyle fark bire inmişti. Her şeye rağmen sarı-kırmızılar paniklemedi ve rahatlatan o tarihi gol geldi.

***

Elim döndüğünce anlatmaya çalışayım... İcardi, Ziyech'in rakip kaleye çektiği sert bir şutta muazzam şıklıkta bir kafa dokunuşuyla farkı ikiye çıkardı. Tarifi olmayan büyülü (belki de tuhaf) bir goldü bu. Şaka yapmıyorum; Mauro bu gezegenin sayılı kafa golcülerinin başında geliyor.

Skora tesir eden isimler dışında ilk yarıdaki Kerem Demirbay'ı, Boey'i ve elbette Torreira'yı beğendim.

Angelino'nun dörtlünün solu için hayli zayıf bir savunmacı olduğu bir kez daha dikkat çekti. Tete'de de gelişme var sanki. Birkaç pozisyonda savunmaya yardım etmesi ona artı yazdı.

Yine de yerini bıraktığı Ziyech'in vasat performansında bile yedek kulübesinden kolay kolay çıkamayacak gibi görünüyor. Sıradaki maç Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk sınav; Kopenhag maçı. Dün akşamki güzel goller, yıldız yağmuru ve galibiyete rağmen "İlk maç iyi ki Münih'te değil" diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.