Temeli sağlam attı
- Serkan Korkmaz Yazıları
- 06 Haziran 2023, 22:10:35, Güncelleme: 07 Haziran 2023, 06:50:11
EN KRİTİK DÖNEMEÇ
Metin Öztürk ve Eşref Hamamcıoğlu'nun adaylığına kesin gözüyle bakılırken 'Derin Galatasaray' finansal ve sportif açıdan kritik bir dönemeçte olunmasını gerekçe göstererek bir çatı aday arayışına girmişti. Üzerinde birleşilen aday, ilk başkanlık döneminde aldığı ''baskın seçim'' kararı karşısında Mustafa Cengiz'e verilen tepki oylarıyla aniden biten; Dursun Özbek'ti. Seçim tarihini öteleyerek kazanılan zamanda Metin Öztürk, listesinden bazı isimlerle birlikte Özbek isminin çatısı altına girdi ve Hamamcıoğlu ile kıran kırana geçen bir seçimin
ardından başkanlık yeniden Dursun Özbek'in oldu. Amatör branşlarda işler uzun süredir yolunda gitmiyor futboldaysa üç sezondur şampiyonluktan uzak kalınıyordu. Avrupa'da başarı Terim döneminde bir nebze olsun yaşanmıştı ama sarı kırmızılar için 2000 yılında çakılan çıta çok yüksekti. Cumhuriyetin 100. yılında alınacak şampiyonluk kupası gelecek yıllara umutla bakmanın tek yoluydu. BURUK ZORLAMADI
Teknik direktör olarak herhangi bir fark yaratmamış, vasat bir antrenör profili çizilen Torrent'in yerine ismi geçen adaylardan en çok sivrilen kişi Okan Buruk'tu. Kısa süreli hocalık kariyerine Akhisar'la bir Ziraat Türkiye Kupası, Başakşehir'le ise Abdullah Avcı'yla ıskalanan lig şampiyonluğunu kazanan Okan Hoca göreve hazırdı. 11 yaşında Florya'ya adım atmış Okan Buruk futbolculuğunda tam 7 şampiyonluk yaşamış, UEFA Kupası'nın da kulpundan tutmuştu. Milli takımın destansı başarılarında da pay sahibiydi. Özbek yönetimi Okan Buruk tercihinde bulunurken pek zorlanmamıştı. Sarı kırmızılılarda Okan Buruk ve Erden Timur transfer için kollarını sıvadıklarında bir önceki sezonun stratejisinin tam tersi bir yol haritası belirlemişti. Önemli liglerin, önemli takımlarında oynamış, uyum içerisinde olan, pozitif futbolcuların peşine düşülmüştü. YEPYENİ BİR G.SARAY
Icardi Mertens, Oliveira, Torreira, Dubois, Mata, Rashica, Seferovic gibi ünlü oyuncular bir bir imzaları atmaya başlamış. 13. bitirilen bir sezonun ardından taraftar ve camia başını dikleştirerek sezona umutla bakmaya başlamıştı. Bir önceki sezonun ligdeki en önemli stoper performansının sahibi olan Abdülkerim Bardakcı gibi bir isim kadroya dahil olmuştu. Yeni yönetimi, yeni hocası ve yepyeni kadrosuyla Galatasaray büyük bir dönüşüm inşa ediyordu. Büyük umutlarla başlayan sezonun ilk haftalarında takımın kurgusu henüz oturmamıştı ama bir önceki kadrodan kalan Bafetimbi Gomis attığı dönüşümün az sancılı geçmesini sağlayan lokomotifi oluyordu. Burak Elmas'ın, yaşayan efsane Fatih Terim'le yolları ayırmasının sonrasında taraftarın gönlünü almak için transfer ettiği Gomis, Antalyaspor, Ümraniyespor ve Gaziantep FK karşılaşmalarında galibiyet getiren skorları kaydederek Okan Buruk'a konfor alanı açıyordu.
O GERÇEK BİR WINNER
Zorlanara da olsa kazanmak güzeldi fakat dolu tribünler, ekran başındaki taraftar henüz oynanan futboldan tatmin olmaktan hayli uzaktı. Ligin ilk yedi haftasının ardından Cimbom, Adana Demirspor ile birlikte zirvedeydi ama eylül ayındaki milli aranın ardından takım irtifa kaybetmeye başlamıştı. Üç maçta kaybedilen yedi puanla bir anda lider Fenerbahçe'nin beş puan ardına düşülmüştü. Okan Buruk ismi artık ciddi şekilde sorgulanıyor, bu kadronun hakkını verecek hocanın Fatih Terim olması gerektiği yönünden sesler yükseliyordu. Süper Lig'de Kazanılan bazı karşılaşmaların ardından bile ''#Burukistifa'' etiketli paylaşımlar sosyal medya gündeminde üst sıraları işgal ediyordu. VEDAYA HAZIRLIK
Dünya Kupası nedeniyle lige verilecek araya kadar çok zorlu üç maç oynanacaktı. Pek çok kişiye göre Dünya Kupası arasına girildiğinde Buruk ile vedalaşılması için ön hazırlık yapılıyordu.
ASLA VAZGEÇMEDİ
Bugünlerde Arda Güler neyse, ayağı kırıldığındaki Okan Buruk da oydu. Bir Trabzon maçında ayağı kırılan Buruk, ''kariyeri bitti'' denirken, ligin en az kazanan oyuncularından bir olarak Galatasaray'da tutunmayı başarıp geri dönmüş ve tarih yazan 1996- 2000 kadrosunun baş rollerinden biri olmayı başararak dünya devi Inter'e transfer olmuştu. O gerçek bir ''winner'' idi… Galatasaraylı Okan olarak Beşiktaş forması giydiğinde arkasında güzel anılar bırakmayı başarmıştı. Teknik adamlığında çalıştırdığı takımlarda performansı alkışlanmış, Akhisar gibi mütevazı bir kadroyla Ziraat Türkiye Kupası kazanmıştı. Başakşehir'le elde ettiği şampiyonlukla rüştünü ispat eden Okan Hoca, hayatının en büyük amacı olan Galatasaray'ı çalıştırmaktan da kolay kolay vazgeçmeyecekti kuşkusuz.
GELİŞEN OYUNLA YILDIZLAR PARLADI
Sezona, ileri uçtaki Seferovic'in arkasında solda Kerem, ortada Emre Akbaba, sağdaysa Yunus Akgün'le başlamak zorunda kalan Okan Buruk'un sol bekteki arayışı sezonun büyük bölümünde sürecekti ama sağ bekteki Sacha Boey performansı göz alıyordu. Sezon öncesi kampa katılmayarak kendine kulüp arayan Boey adeta bambaşka bir oyuncuya dönüşmüş, yükselişiyle Avrupa kulüplerinin dikkatini dahi üzerine toplamayı başarmıştı. Deneyimli ve ünlü Dubois artık sol bekte forma şansı kovalamak zorundaydı. Hazırlık maçlarında ve ilk haftalarda bocalayan hatta tepki çeken Abdülkerim, bir önceki sezon Konyaspor'daki performansına yaklaşmış Sevilla'ya giden Marcao'nun ismi artık hiç anılmıyordu. Takımın ilk haftalarda, gol yollarındaki ilacı soyuna sonradan giren Gomis'ti ama pozisyon üretmekte zorlanılıyordu. Hücumda çarkların işlemesi, daha çok gol pozisyonu üretmek için önce Kerem-Yunus kısır döngüsünü kırmak elzemdi.
MOMENTUM DÖNÜYOR...
Futbol kariyerinde pek çok farklı görev üstlenen Mertens'in on numaradaki özellikle takım savunması liderliği üstlenişi bir omurga oluşturma yolunda fırsat veriyordu. Torreira - Oliveira zamanla önlerindeki Mertens'le girdikleri uyum sürecinde her hafta daha iyi oynamaya başlamıştı. İCARDI ve Rashica'nın entegre olmasıyla sahada artık güçlü oynayan bir Galatasaray vardı. Katar'daki Dünya Kupası öncesi oynanacak üç derbi öncesi (Karagümrük, Başakşehir, Beşiktaş) Okan Hoca ideal on birine çok yaklaşmışken, takımında tüm dişliler ahenkli bir şekilde çalışmaya başlamıştı. Alanya maçında kaybedilen iki puana rağmen moraller bozulmamış o üç maçı dokuz puanla kapatmanın ön hazırlıkları tamamlanmıştı. Okan Buruk ve talebeleri, araya moralli girip, kendilerine ve taraftarlarına rahat bir Dünya Kupası keyfi yaşatmak istiyordu. Tam bu süreçte ligde ve Avrupa'da takdir toplayan, şampiyonluk yolundaki en iddialı rakip Fenerbahçe'de ise momentum kaybı başlamıştı.