Birinci final
Galatasaray kazandığında kupa kaldıracağı bir maça başlamıştı adeta. Tempo, hücum pres üst düzeydi ve golünü de erkenden bulmuştu. Fakat attığında sevinmediği golle beraberliği bulan Diagne ile tribünler kısa süreli bir şok yaşıyordu. Olsun takım iyi oynuyordu ve henüz ilk yarının bitmesine bile daha çok vardı. Takımın en güvenilir ismi Muslera dahil komik hatalar ve tuhaf gollerle Pirlo'nun takımı bir anda 1-3 öne geçmişti. Arada (öncesinde ofsayt yoksa) Zaniolo'ya yapılan bir penaltıyı es geçen Bayarslan, ilk yarının sonu geldiğinde VAR'ın devreye girdiği bir pozisyonda penaltı kararı alabildi ve Oliveira ile durum 2-3'e geldi. İkinci yarı Galatasaray oyunu rakip yarı alana yıkıp beraberlik golü için baskıyı artırdı. 60'ta Icardi sahaya sürüldü ve santrfor olarak görev yapan Zaniolo kenara alındı. Birkaç dakika sonra Rashica'nın düşürülmesiyle kazanılan penaltıda Icardi beyaz noktaya yöneldi. Arjantinli'nin kariyerinin en kötü penaltısını bu maçta kullanmasıyla tansiyon zirve yaptı.
Bu tip durumlarda ilk penaltıyı gole çeviren kişi aynen devam etse daha mantıklı olur bence. Karagümrük'te kalecisi Batuhan önemli kurtarışlarla takımını ayakta tutuyor Galatasaray baskısını giderek arttırıyordu. Baskı meyvesini maçtaki inişli çıkışlı performansıyla dikkat çeken Boey'in golüyle verdi. Maçın son düdüğüne (uzatmalarla birlikte) 15 dakika kadar vardı ve Galatasaray ilk düdüğünden itibaren final gibi oynadığı maçta davul gibi gerilmişti ancak bir o kadar da coşkuluydu hala. Fakat; olmayınca olmuyor... Rakip kaliteli bir rakipken ne kadar iyi oynarsanız oynayın, bireysel hatalarla beraber geriye düşülünce, panik havasına girmeden ayakta kalmak çok zor. Bu ligde yedi final maçı vardı Galatasaray'ın artık altı finali kaldı. Haftaya Dolmabahçe'de oynanacak derbi ligin zirvesini şekillendirecektir kuşkusuz ancak her sonuçta heyecan son haftaya kadar nefes kesmeye devam edecek diye düşünüyorum. Kim bilir belki de; Galatasaray belki de dün geceki bir puanla şampiyon olacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.